“Bencillik,
insanın istediği gibi
yaşaması değil,
başkalarını kendi
istediği şekilde
yaşamaya zorlamasıdır ”
demiş, bundan neredeyse bir buçuk asır önce yine
bir Ekim gününde İrlanda Dublin’de dünyaya gelen sivri
dilli , keskin zekalı, cinsellik de dahil hep sınırlarda yaşayan ilginç ve gözü
kara adam...
Okuyup yazan ve
dolayısıyla düşünen insan çoğunluğu,
dünyanın her yerinde ve her dilde,
en az bir kez , Oscar Wilde’ın zeka ve ironi kokan sarkastik cümleleriyle
karşılaşmıştır...
Dünyaya çok ender gelen
zekalardandır Oscar Wilde...
Yaşadığı çağda orta yaşlıyken ölmüş sayılsa da,
ölüm yaşı yalnızca 46’dır Oscar Wilde’ın....
Erken ölümünün arkasında
da yine keskin dilinin,
uçlarda gezinen hayatının
izleri vardır...
Okuyup yazan ve düşünen
dünya bugün bile
kelime, düşünce ve zeka ustası
olarak tanımlar Oscar
Wilde’ı...
Okuyup yazmayan
dolayısıyla da düşünmeyen
büyük çoğunluk ve kara
kalabalık için
zaten kimsenin
erken ya da geç ölmesinin
pek önemi yoktur....
Bizim de o karakalabalıkbüyükçoğunluğa
sözümüz yoktur...!!!
Oscar Wilde, İrlandalı
oyu yazarı, romancı, kısa öykücü ve şair olarak tanımlanır bütün kaynaklarda...
Çocukluğundan itibaren
kız gibi yetiştirilmesi, yatılı okuması ve eşcinselliği yaşaması falan da...
söylediklerinin ve zekasının ucuz magazin sosuna bulanmasına neden olmuştur genellikle
ne yazık ki...
Bu işler böyledir ;
karakalabalıkbüyükçoğunluk
için ,
kafanın yeri hep
karıştırılmıştır....
Wilde hayata dair çok
iddialı, çok doğru ve keskin saptamalar yapmış bunları kısa cümlelere ,
vecizlere , hadi moda deyimle yazalım,
aforizmalara dökmüştür..
Davranışlar
kelimelerden çok daha
fazla konuşur
ve daha çok şey ifade
eder
demiştir bir keresinde..
Bir başka cümlesinde ,
Düşünebilen her
canlının
insan olması,
insan olan herkesin
düşünebildiği
anlamına gelmiyor
ne yazık ki
diyerek kitabın
tam ortasından konuşmuştur...
Gençliğin toyluğu, her şeyi hemen yapabileceğini sanan aculluğu ve
tecrübesizliğine dikkat çekmek için de şu keskin cümleyi kurmuştur Oscar Wilde ;
Ben, her şeyi bilecek kadar genç değilim.
Aynı Oscar Wilde, reklamların
ve medyanın etkisiyle ıvır zıvırı arsızca tükettikçe pek kıymetli
olduğunu sanan bugünün zavallı insanını da çokkk önceden görerek şöyle tanımlamıştır ;
İnsanların çoğu,
kendileri değil
başkalarıdır;
düşünceleri
başkalarının düşünceleridir;
yaşamları başkalarını
taklittir
ve tutkuları bile kendilerine ait değildir...
Evlilik hayatını da bir
dönem yakından(!) yaşayan Oscar
Wilde, insanlığın bitip tükenmeyen meselelerinden olan kadın erkek ilişkisine dair cümlesinde de şunu der üzerinde saatlerce
düşünülecek biçimde ;
Kadın kocasını daha az
sevmeli
fakat daha çok
anlamalı,
erkek karısını daha çok sevmeli
fakat anlamaya çalışmamalıdır.
16 Ekim 1854 tarihindeki
doğum yıldönümünden de yola çıkarak hatırlayıp hatırlattığımız Oscar Wilde, aradan geçen onlarca yıla ve kocaman asra rağmen, hala çok okunan ve bilinen bir isimdir okuyup
yazan düşünen tüm dünyada....
Okuyup yazmayan
dolayısıyla da düşünmeyen
büyük çoğunluk ve kara
kalabalık için
zaten kimsenin
neyi ne zaman ne şekilde
söylediğinin
hiç önemi yoktur...
onlar için , gerdanını
kıra kıra asrın futbol takımını kurduğunu söyleyen dehaları(!) izlemek koca bir ömre bedeldir....!!!!
Bizi kıskananların
sayısı,
becerilerimizi ortaya
koyar
ve yaptıklarımızın
değerini kanıtlar
cümlesini kuran birine de
hala hatırlanmak yakışır elbette...
( murat örem / 21 ekim 2013 / ankara...)
Kısacık bir ömür ve adı bugünlere kadar taşınan ve gelecek kuşakların da duyacağı birbir düşünür. Kaç yıl yaşadığın değil nasıl yaşadığın daha önemli.
YanıtlaSilTeşekkürler Murat.