Türkiye’de
felsefe ve edebiyat bağı denince akla gelen en kıymetli isimlerdendir Afşar Timuçin...
Afşar
Timuçin’i öğrencileri dışında edebiyat ve felsefeye yakın olan az sayıdaki -ne acı- nitelikli okur da hem bilir hem de çok
önemser...
Şiirleri,
inceleme ve araştırma yazıları,
denemeleri, hikaye ve romanları da olan Afşar Timuçin lafı dolandırmadan
, mugalata yapmadan derinlikli ve çetrefil bir yolculuğa çıkarır okurunu...
Çevirileri
de bulunan Afşar Timuçin’in Türkiye
tarihinde yayınlanan nitelikli dergilerin bir çoğunda yazıları yayınlanmış ,
emeklerinin izi kalmıştır...
Afşar
Timuçin fransızca yanında diğer bir uzmanlık alanı olan felsefeyle ilgili
ezberleri bozan şu cümlelerin de sahibidir ;
"felsefe
dilinin ağdalı olması aslında felsefi yetersizliğin sonucudur. çünkü felsefe
diliyle basitçe anlatılamayacak hiçbir bilgi yoktur.
bir
filozof görüşlerini basite indirgeyemiyorsa (asıl) onun kafası karışık
demektir” ....
Prof.
Dr. Afşar Timuçin’in üniversitede hocalık yaptığı dönemlerde öğrencileriyle
kurduğu ilişki de farklıdır....
Bu
farkı her fırsatta görüp söylemiştir
öğrencileri kendisinden sevgiyle iştiyakla söz ederek.
Eskinin
Türküsü şiirinde ;
“şimdi
iter beni
eskiden söylediğim şarkılar
bitenle
başlayan arasında
dünyalar kadar uzaklık var”
diye yazan Afşar Timuçin
bir
başka şiirinde de ;
“kitaplarım
sende kalsın, okursun
gece
vakti uykun kaçarsa
sendeki şiirlerimi atma
belki
onlarda bizi bize gösterecek
bazı doğrular bulursun.....”
der
anlamın, ifadenin şahikasına çıkarak...
Şiirleri
farklı isim ve gruplar tarafından bestelense de, Afşar Timuçin- Ezginin Günlüğü
işbirliğinden unutulmaz şarkılar kalmıştır bugünlere...
Bir
dönem Ezginin Günlüğü’ne hatırlı emekler veren Cüneyt Duru’nun besteleri
ve Sumru
Ağıryürüyen’in sesi Afşar Timuçin’in mısralarıyla ayrı bir bütün olmuştur...
“ bir şarkı sesidir yıllar içinden
bir
çığlık direnciyle seni arar
aradığı
sen misin yalnızca
yoksa
seni yitirirken, yitirdiği şey mi var
akşam
vakti ince sazda koyulurken şarkılar..”
mısralarının
Ezginin Günlüğüyle ayrı bir boyuta taşındığı Akşam Şarkıları , dinleyen
herkesi her zaman alır bir yerlere götürür birkaç dakikalığına da olsa...
“Bir
kaç dakika” soluklanmak, kendi kendinle kalmak, koca bir günün telaşında, biteviye bir ömrün dağdağasında
hiç de az nimet değildir hani...
Afşar
Timuçinleri hakkıyla
kıymetlendirmediğimizde kaybeden koca bir toplumdur ve o toplumun yarınlarıdır....
(
murat örem / 04 ekim 2013 / ankara...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder