Ankara’dan uzaklarda olmak zor…
Ankara’ya dönmek güzel…
Ankara’dan uzaklarda olmak güzel…
Ankara’ya dönmek zor….
Adına ‘
internet’ denen okyanusta yüzmek güzel…
İçi bilgiyle, yazıyla ,
emekle doluysa hele, çok çok güzel…
Ammaa;
Adına ‘internetbook’u
denilen balçıktaki cahilliklere şahit
olmak rezilce…
Bunca cahil insanın
kusmuklarıyla ,
bayağılıklarıyla,
basitlikleriyle,
aptallıklarıyla ,
çiğlikleriyle,
görgüsüzlükleriyle beslenen
denizde
bir vesileyle olsa bile
iki saat yüzmek dahi iğrenç…
Yakınlarının kıyıdan
köşeden de olsa bu balçığa bulaştığını,
bomboş kere bomboş
işlerle güzelim vakitlerinin ırzına geçtiğini görmek tam anlamıyla yürek
kanatıcı….
Hele bir de o klavye
cahillerinin sekizincisınıfsıçıttırmalarının
yanında yalan kere yalan, cahil kere cahil biçimde Nazım Hikmet Turgut Uyar Cemal
Süreya ….imzalarıyla karşılaşmak ise tek başına “angine pectoris”
habercisi….
Bir de zebil
miktarda kendini , ilişkisini , hayatını bilerek ya da bilmeyerek teşhir
edenler var…
Bilmem kim dağdayken,
bayırdayken, brunchtayken , havuzda yüzerken , gülerken , çocuğumla bilmem ne
yaparken diye diye….basmışlar fotoğrafları…
Koluna
sekiz bilezik takan köylü kadınları “görgüsüz”
diye aşağılayan ve kendini şehirli sanan kadınlar, yaptığınız ondan da cahilce…
Yattığınız yerden,
ekmek elden su gölden misali kocalarınızın keneleri olarak , bütün canlıların dişisinin normal olarak yaptığının
aksine binbir
nazla edayla doğurduğunuz çocuklarınızla salakça görgüsüzce övünmek sizde….
Birbirinize “…süppppperrrsin,
fıstıksın, leblebisin…” diye diye kurduğunuz yalan kere yalan övgü cümleleri
sizde…
Üç kuruşluk fikrinizle
memleketi kurtarmak sizde…
Cahilliğiniz
paçalarınızdan akarken, derin siyasi
analizler yapma hadsizliği sizde…
İnsanlar ,
Zavallı insanlar ,
Ne kadar açmışsınız olmayan
fikirlerinizi ,
kendinizi ,
çektiğiniz antin kuntin
fotoğrafları internet denizine atmaya…
Ne kadar açmışsınız
birbirinize habire “beğendim” tuşu basmaya…
Ne kadar
zavallıymışsınız ….
Ne kadar yalnız ve
cahilmişsiniz…
Zır cahilmişsiniz…
Derli
toplu iki satır yazınız, beş cümleniz
yok….
Heybeniz
boş…
Doldurmaya
niyetiniz yok…
Sonra
kocam beni anlamıyor,
karım beni görmüyor,
insanlardan ümidimi kestim
demeyin ama…
Sonra bu
memleket diye başlayan bilmiş cümleler kurmayın ama…
Bu kadar cahil olmayın…
Bu kadar kitch
olmayın…
Bu kadar basit olmayın…
Çünkü ;
Bu kadar zır cahili , aklı
başında hiç kimse , sonsuza dek taşımaz…
Çeker dananın kuyruğunu
“.iktir olur” gider…
Arkadan bakakalana da
“hayatta kimse kimseye katlanmak zorunda
değildir
insan sevdiği için katlanır….”
misali sıçıttırmalara “beğendim”
demek kalır…
eh ,
tabi ,
bir de
yine de
her kör satıcının bir
kör alıcısı vardır…
bulursunuz meşrebinizce
birini
yaşar gidersiniz “bookbook” diye….
-yazının başlığı /
"sorma bana" şiiri / turgay fişekçi-
( murat örem / 30
temmuz 2013 / ankara…)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder