*"114" ayrı ülkeden günlük ortalama "500" ziyaret !
*her cümle "5846" sayılı yasa korumasında !
*fotolar "ekseriyetle" büyütülebilir !
*sağ alttaki küçük dünya ?

16 Temmuz 2013 Salı

afife jale ; anadoluda 'ahter-i dünbale-dar"


Klasik Türk Müziği’ne yakın olanlar ,  Selahattin Pınar  tarafından bestelenen ve güftesi Baki Süha Edipoğlu’na ait   Hatıralar  isimli şarkıyı iyi bilir.



Beni de alın ne olur koynunuza hatıralar..”  mısralarıyla başlayan  şarkı   Selahattin Pınar tarafından dramatik bir evlilik acısının ardından bestelenmiştir.



Bu şarkının ilham kaynağı ve Selahattin Pınar’ın eski eşi olan isim de yalnızca 39  yıl yaşayan ilk kadın tiyatrocu Afife Jale’dir...



Afife Jale 1902 yılında İstanbul’da dünyaya gelir. 16  yaşında İstanbul Şehir Tiyatroları’nın Darülbedayi olarak anıldığı dönemde açılan  sınavı kazanır....



Yamalar  oyununun provalarını  takip ederken, bir kadın oyuncu gelmeyince Jale takma adıyla, 22 Nisan 1919 gecesi sahneye çıkar Afife.



Bu adımıyla, sahneye çıkan ilk Türk kadını olacaktır  Afife Jale.



Özellikle  sanat alanında, farklı olmanın, aykırı olmanın bedelleri olmuştur tarihte, daima....



Bu kural Afife Jale için de bozulmaz.  



Tatlı Sır  oyunuyla yine sahnededir Afife Jale  toplumun kurallarını hiçe sayarak. Bir gece zaptiyeleri gören oyuncu Kınar Hanım Afife’yi hemen saklar.  Ece Ayhan’ın da Kınar Hanımın Denizleri başlıklı şiiriyle andığı kişidir işte bu Kınar Hanım.  



Bu arada , dönemin İçişleri Bakanlığı olan Dahiliye Vekaleti, 2 Şubat 1921 tarihli  bildirisiyle Türk ve Müslüman kadınların sahneye çıkmasını resmen yasaklar. Kararın ardından Darülbedayi yönetimi de Afife Jale’nin işine son verir. Afife Jale  ömür boyu kurtulamayacağı sinir buhranları ve baş ağrılarına teslimdir bundan sonra.



19  yaşında ve büyük sıkıntılar içindeki  Afife ,  doktorunun kötü niyetiyle zamanla  morfin bağımlısı olacaktır. Aynı tuzak yıllar sonra yabancı uyruklu  bir eczacı tarafından da kurulacaktır Afife’ye.



Afife Jale, mesleğinin başındayken daha,  işsizdir...

Ailesi tarafından  dışlanmış, sahneye çıkması yasaklanmıştır.  



Bu zor günlerde, bir zamanlar  Muhsin Ertuğrul’la da  çalışan Burhanettin Tepsi  gezici tiyatro kadrosuna Afife Jale’yi de dahil eder. Sıkıntılar böyle böyle biraz aşılmışken zaman içinde  cumhuriyet ilan edilir ve  kadınların sahneye çıkmasının önündeki yasal engel kalkar.



Ancak bu kez de  uyuşturucuya olan bağımlılığı işini yapmasına engeldir  Afife Jale’nin.  



Tiyatroyu bir süre sonra bırakmak zorunda kalır. Ufukta umulmadık bir evlilik vardır şimdi  Afife Jale için...



Bu evlilik yazının  başında değindiğimiz bestekar Selahattin Pınar’la olur.  Bir bahar akşamı tanışır Selahattin Pınar’la Afife Jale.



Fuat Edip Baksı’nın sözlerinde  



Bir bahar akşamı rastladım size

 Sevinçli bir telaş içindeydiniz

 Derinden bakınca gözlerinize

Neden başınızı öne eğdiniz....           



diye başlayan unutulmaz Selahattin Pınar bestesi de  o gecenin ilhamıyla doğar.



Evliliğin  ilerleyen yıllarında tekrar morfine başlar Afife.



Kocası Selahattin Pınar,  morfin bulmak uğruna bir eczacıyla girdiği ilişkiye rağmen yine de Afife’den vazgeçmek niyetinde değildir ama Afife Jale “Beni bırak. Ben düşüyorum. Seni de dibe batırırım” der.



Afife Jale yine parasız ve evsizdir...Parklarda yatar, aşevlerinde karnını doyurur. Ömrünün son  birkaç ayını Bakırköy‘deki hastanede geçiren Afife Jale  24 Temmuz 1941 tarihinde öldüğünde 40  bile gelmemiştir...



Son döneminde küçücük kalmış Afife Jale’yi   4 hastane görevlisi verir toprağa.



Öldüğünden de kimselerin uzun süre  haberi bile  olmaz....



Ölümünden çok yıllar sonra Afife Jale’nin  hayatını konu alan eserler kaleme alınır. Nezihe Araz’ın yazdığı Afife Jale Selim İleri’nin senaryolaştırmasıyla sinemaya taşınır.

1980’lerin ikinci yarısında çekilen filmi yıllar önce kaybettiğimiz usta fotoğraf sanatçısı ve yönetmen  Şahin Kaygun çeker. Afife  Jale rolünde Müjde Ar vardır. Tarık Tarcan da rolünün hakkını verir filmde...



Turgay Erdener’in bestelediği  operaya da konu olan Afife Jale’nin hayatı da bir kez daha  göstermiştir ki ;



büyük bedeller ödeseler de

bireylerin tutkusu ve çabası

toplumların dönüşmesinde,

ilerlemesinde  

uzun yıllar sonra bile  önemlidir

çok önemlidir

tabi  kadir kıymet bilmek isteyenlere....



( murat örem /  16  temmuz 2013 / ankara...)

( alper beşe’nin hatırlattıklarıyla...)

            - meraklısı için not ; ahter-i dünbale-dar / kuyrukluyıldız...- 



2 yorum:

  1. Yine akıcı ve detaylı bir anlatım. Ellerine sağlık dostum. Kısa bir ömürde bile tarihte yer edinmek kolay değil. 😢

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Namıkcım;

      Ailenle sevdiklerinle hep hak ettiğin güzellikleri yaşa...
      Varol....

      murat....

      Sil