büyük bir fırtına var…
büyük bir deprem…
büyük çok büyük bir zelzele…
hepsi aynı anda…
yetmezmiş gibi tüm bunlar
zeytin ağaçlarının dibine
asit döküyor klu kluks klanlar…
bin yıllık zeytin ağaçlarının
altına…
babamızdan miras kalmayıp
çocuklarımızdan
emanet aldığımız
zeytin ağaçlarının köküne…
koca koca binalar devriliyor…
kapılar pencereler
gümbürtüyle yan yatarken
yazıcının yanmayan ışığına
az akan musluklara bakıyor kalabalık…
çay söylüyor birileri
borsa haberlerine hayıflanırken…
oysa
çatırrrtttt sesleri geliyor
ulu çınarların
köklerinden….
gölgesinde dinlene dinlene
büyüdüğümüz çınarların…
anılarımız ,
analarımız olan çınarların
çatırrrrtttt sesleri gelirken köklerinden
her biri gürültüyle devrildiğinde
bahçede fasulye
ayıklıyor teyzeler
radyolarda bir eski türkü çalıyor
aşkım diyor genç kızlar
bu gümbürtü nereden geliyor
diye sormadan yavuklularına…
kapılar çivilenmiş…
pencerelerden içeri sızıyor
karanlığın
kara ışığı….
neo
ortaçağın
gözleri parıldıyor
sırtlan
gibi….
televizyonlarda
emekli maaşı olan koca arıyor kaknem dullar…
emekli maaşı olan koca arıyor kaknem dullar…
bakire dul arıyor bıyıkları boyalı amcalar…
kanatlarından fırlıyor
havadaki uçağın vidaları, somunları
yok bir şey afiyet olsun size
diyor yemeği dağıtan
hostes
ve ekliyor kırmızı rujlu dudaklarıyla
sakin sakin tane tane
yalnızca motorlarımız sustu,
kanatlarımız da zaten hep kırıktı…
yok bir şey…yok başka bir şey…
27. kanalda boks maçı var…
izleyebilirsiniz…
suflemiz çok taze…
yiyebilirsiniz….
çözülmüş palamarları koca şileplerin…
selin önündeki kibrit çöpleri gibi her biri…
makineler sustu sanmayın
makineler susmadı
zaten uzun zamandır
susacak makine bile yoktu
diyor tayfalar mürettebata…
boşşş veeerrr diyor gemideki ahali…
akşama ne yemek var…
sen onu söyle bize…
büyük bir fırtına var…
büyük bir deprem var…
büyük çok büyük bir zelzele….
hepsi
aynı anda….
dalları yerin üstünde ağaçların…
ayakları havada insanların…
çocuklarımız diyor herkes…
bizden daha iyi olmalı…
bizden daha çok yemeli…
bizden daha büyük arabalara
binmeli..
bizden daha iyi okullarda
okumalı…
ama kimse
çocuklarımız yerine
“bütün çocuklar” demiyor…
şairin dediği gibi ;
“ölülere ağlayacak
gözlerin bile kalmayacağı
günlere gidiyor dünya.."
şairin dediği
gibi
“hürriyete
hasret
günlere
gidiyor dünya"
ama
ne gam…
(murat örem /13
haziran 2016 / ankara…)
- resim pieter bruegel/babil kulesi/1525-1569-
sözler / muhyiddin abdal...
beste / fazıl say
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder