Dünyanın her yerinde ve
her zaman içi dolu dolu sözler söylemiş
birileri...Ama birbiriyle çelişen önermeler de taşımış bir çok ifade...
Çünkü ve belki de insan en çok çelişkilerinin toplamı olduğu
için...
“İnsan insanın
kurdudur” derken
Hobbes, filozofun “Dostlarım dostluk diye bir şey
yoktur” cümlesindeki keskin yargıyı sanki daha da ileri taşımış...
Shakespeare de karşı
taraftan bakarak “ Denedikten sonra dost
edindiklerini bağrına bas..” diye kurmuş cümlesini ama...
Blog paylaşımımızdaki
okur trafiği yalnızca 5 ayın sonunda 11 bine doğru giderken , uzaklardan gelen bu mail , hepimize hem tek tek hem de
bütün olarak güzel cümleler ve keskin yargılarla sesleniyor olsa da
sizlerle paylaşılmayı da çok hak ediyor
bence...
Bazen ,
Eleştirel de olsa
Can acıtmak istese
de....
Hakiki yazı, en büyük terapidir...
Bu terapiye yazanın da
okuyanın da ihtiyacı vardır...
Bu toplum bunu
anlayabilseydi , bunu samimiyetle anlatmak isteselerdi bu topluma tüm
zamanların yönetenleri , 60 yaşına gelmiş milyonlarca insan ömrü boyunca 50
sayfa bile okumadan göçüp gitmezdi bu dünyadan...
O zaman hepimiz şiddetin
ve vasatlığın bu kadar içselleştirilmediği yerde yaşardık...
O zaman hepimiz
sokaklarda birbirini döven kadın erkekleri yadırgardık, birbirini yalnızca sevgiyle öpen öpmek isteyen kadınları
erkekleri yadırgamak yerine...
O zaman hepimiz
mutlak iktidar denen bal
kuyusunun
aslında baldıran zehiri
olduğunu
daha bir anlardık...
O zaman hepimiz başka insanlar olurduk....
Kötü mü olurdu....
Emin olun bundan daha
kötü olmazdı...
Çünkü bireyin
kalabalıklar arasında herkes gibi yapılmak istendiği hiçbir toplum ilanihaye mutlu olmaz, olamaz...
Çünkü insanı diğer canlılardan ayıran tarifsiz özelliği
düşünmesini geliştirebilme ve
birbirinden farklı olabilme yeteneğidir....
Bunun yolu da
eleştiriden, eleştirenden umacı görmüş
gibi kaçmak “ben böyle istiyorum çünkü güç bende” demek
değildir...
İkili ilişkilerde de ,
arkadaşlıkta da ,
dostlukta da ,
sevgili olmada da,
yöneten yönetilen olmada
da
geçerlidir bu altın
kural...
Çünkü A. Kadir’in muhteşem çevirisinde çok güzel anlatmıştır bunu Paul Eluard;
“ İnsanlarda tek sıcak kanun,
üzümden şarap yapmaları,
kömürden ateş yapmaları,
öpücüklerden insan yapmalarıdır.....”
diyerek....
-aşağıdaki çok emek
verilmiş okur mailini bir de bu gözle okuyun-
murat örem.....
.............
Haksızlığa karşı gelmeyi yeterli bulmayıp kendisi de hiçbir
anlamda hiçbir kimseye -bunun zor olduğunun bilinciyle- haksızlık yapmamak için çaba harcayan,
Sevgisini sadece insana değil
her varlığa yöneltebilen ,
Dayatmaya sonuna kadar karşı çıkan ,
Sıradanlığa , alışılagelmiş olana direnmeyi ve sadece kendi
için değil çevresindekilerin hayatında da ışık olmayı başaran ,
Nitelikli eserler okumaya
-zamansızlığa ve bunun gibi
birçok nedene sığınmadan- önem veren ,
Sanatla içiçe yaşamaktan zevk alabilen ,
Kendi gibi düşünmeyenlere de saygı duyabilen ,
Herkesin farklı bir kültürle yoğrulup bugüne geldiğini
özümseyebilen ,
"Öteki" ni asla dışlamadan farklı bir kültürün farklı bir renk
olduğunu, doğada tüm renklerin var olduğunu anımsayabilen ,
Bilinçli biçimde "kendi gibi" olabilmeyi
başarabilen,
Herhangi bir maskeye yaşamının hiçbir döneminde ihtiyaç
duymayan insan ;
Neredesin?...
Birini sevdiğini bir
başkasını, daha daha başkalarını alabildiğine yorarak anlayabilen ,
Kendini hemen her durumda haklı gören ,
Özür dilemeyi bilmeyen,
Hayatta herşeyin ve herkesin ne yaparsa yapsın kendisini bırakıp
gitmemesine / gidememesine alışık olan ve bundan dolayı hakkıyla şımarık olmayı öğrenen ,
Sözlerini hatta belki bazen yazdıklarını bir anda silip
atabilen, karşısındaki kişiden de aynını
bekleyen,
Özünde iyi,
Çok iyi
Çok çok iyi
Bir
dost olabilmeyi zaman zaman başarabilen
,
İnsan
...
Neden hala her yerdesin ?.....
( murat örem / 2 mayıs
2013 / ankara
fotoğraf / tugay turan
/ doğu karadeniz...
paylaşılan bir okur
mektubunun hatırlattıklarıyla...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder