Türkçe’ye
kazandırılmış dünya şiirleri denince
uzun bir liste çıkar karşımıza...
Ama
bazı şiirler ve çevirileri diğerlerinden birkaç adım öndedir ...
Her
zaman da öyle olacaktır....
Mesela
Konstantin
Kavafis’in Şehir isimli şiirini Cevat
Çapan’ın Türkçesiyle okumak büyük bir zenginliktir...
'Bir
başka ülkeye, bir başka denize giderim', dedin
'bundan
daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.
Her
çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;
-bir
ceset gibi- gömülü kalbim.
Aklım
daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
Yüzümü
nereye çevirsem, nereye baksam,
kara
yıkıntılarını görüyorum ömrümün,
boşuna
bunca yıl tükettiğim bu ülkede.'
Yeni
bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
Bu
şehir arkandan gelecektir.
Sen
gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,
aynı
mahallede kocayacaksın;
aynı
evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp
dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka
bir şey umma-
Ömrünü
nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle
tükettin demektir bütün yeryüzünü de.
Sheakespeare’nin 66. Sone’sinin
unutulmaz çevirisinde de Can
Yücel’in tarifsiz emekler harcadığı cümleler vardır...
Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen' e
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
Türkçeye
çevrilmiş unutulmaz şiirlerden birinin altında da bir başka usta şair Melih Cevdet Anday’ı görürüz...Garip Şiiri’nin üç
atlısından biri olan Melih Cevdet’in
unutulmazlar arasına kattığı bu
şiirin sahibi Edgar Allan Poe olurken şiirin adı
da Annabel
Lee’dir...
Hayatına
şiirin ahengini ve zenginliğini sokan
hemen herkesin en az bir kez okuduğu mısralarda ve Melih Cevdet Anday
çevirisinde şunları söyler, bundan 204
yıl önce bir 19 Ocak’ta doğmuş olan
Edgar Allan Poe da...
senelerce
senelerce evveldi;
bir
deniz ülkesinde yaşayan bir kız vardı, bileceksiniz ismi annabel lee;
hiç bir
şey düşünmezdi sevilmekten sevmekten başka beni.
o çocuk
ben çocuk memleketimiz o deniz ülkesiydi,
sevdalı
değil kara sevdalıydık ben ve annabel lee;
göklerde
uçan melekler bile kıskanırlardı bizi.
bir gün
işte bu yüzden göze geldi o deniz ülkesinde,
üşüdü
rüzgarından bir bulutun güzelim annabel lee;
götürdüler
el üstünde koyup gittiler beni,
mezarı
ordadır şimdi, o deniz ülkesinde.
biz
daha bahtiyardık meleklerden onlar kıskandı bizi-
evet!-bu
yüzden(şahidimdir herkes ve o deniz ülkesi)
bir
gece bulutunun rüzgarından üşüdü gitti annabel lee.
sevdadan
yana, kim olursa olsun, yaşça başça ileri,geçemezlerdi bizi;
ne yedi
kat göklerdeki melekler,ne deniz dibi cinleri,
hiçbiri
ayıramaz beni senden güzelim annabel lee:
ay
gelir ışır, hayalin erişir güzelim annabel lee;
bu
yıldızlar gözlerin gibi parlar güzelim annabel lee:
orda
gecelerim, uzanır beklerim sevgilim, sevgilim, hayatım, gelinim
o azgın
sahildeki, yattığın yerde seni.
Bu
üç şiir de hem farklı isimler tarafından başarıyla dilimize çevrilmiş hem de farklı
ülkelerin bestecileri tarafından bir kez daha unutulmazlar arasına
sokulmuştur...
Her
şey olur her şey büyür ...
Geriye
hayat kalır....
der
ya bir başka unutulmaz şarkı da....
İyi
şiir ve iyi müzik de hayatın ta kendisidir....
(
murat örem / 20 ocak 2013 / ankara ....)
- başlık / bülent ortaçgil şarkısı...-
- başlık / bülent ortaçgil şarkısı...-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder