Dünyayla ve kendisiyle meselesi
olan adamlardandı o....
Belki dünyalı büyük bir ihtimalle de uzaylıydı..
Bir de 27’liklerdendi...
Bu arada 27’lik kavramını bilenler bilmeyenlere anlatsın...
Bu konuyu , ona buna sormaya cesaret edemeyenler de bir sonraki
yazıyı beklesin...
20 şubat 1967’de başlayan
ömür yolculuğu 5 nisan 1994’te sona erdiğinde, Türkiye’nin Kurt Cobain’in ölümünü de dünyayı
da görecek hali yoktu...
Tarihe 5 Nisan 1994
Kararları olarak geçen devalüasyon, enflasyon, işsizlik ve büyük ekonomik kriz
zamanıydı çünkü Türkiye için....
Geride kalan yıllar
içinde koalisyonlar, iflaslar, küçük
siyasi hesaplar, ne verirlerse daha fazlası benden masallarına bulanmış zehirli şekerler derken Türkiye ekonomik olarak sırat köprüsünün başındaydı
aslında taa 1990’ların başından beri...
Çok eleştirilecek yanları
bulunsa da ekonomik anlamda iyi kötü bir
toparlanma süreci yaşayan , dünyaya açılan ve on yıl bile sürmeyen dönem , cumhurbaşkanı
Turgut Özal’ın muammalı ölümüyle tak diye bitmişti 17 Nisan 1993’te...
17 Nisan 1993’te makas
değiştirdiğini çok sonra öğrenecekti Türkiye...
Tarih 5 Nisan 1994’ü
gösterdiğinde Türkiye bir kez daha zam dalgası, kemer sıkma politikaları ve
parasının yüksek oranda değer kaybının yaşandığı devalüasyon duvarına çarptı...Kameraların
başına geçen dönemin siyasi iradesi umutvar şeyler söylemeye çalışsa da gerçek
ortadaydı ve 5 Nisan 1994 hafızalara ekonomik kriz kavramıyla kazınacaktı...
Yazının başına dönersek ;
işte tam da 5 Nisan 1994 tarihinde
ölmüştü Nirvana grubunun alamet-i farikası olan yirmi yedilik Kurt Cobain...
Dedik ya Kurt Cobain’in
de öldüğü tarih olan 5 Nisan 1994 ve hemen sonrasında Türkiye’nin kendi derdine
yanmaktan Kurt Cobain’in ölümüne üzülecek pek de hali yoktu....
Oysa bir dünyalı , bir
başka dünyalının varlığıyla sevinmeli, yokluğuyla da hakikaten kahrolmaydı...
Hele giden, uzaydan gelen bir dünyalıysa çok dahası
olmalıydı...
Müziğini sevseniz de
sevmeseniz de bilenler bilir ki Kurt
Cobain dünya müziğinin kuyruklu yıldızıydı...yıldızıdır....
Geldi, parladı,
karanlıklara dikkat
çekti
ve kocaman bir kara
delik tarafından yutuldu....
Merak edenler bugün de
Kurt Cobain’le ilgili her şeye ulaşabilir..
Onun hayatındaki uyuşturucu
da dahil med cezirlerine, büyük hatalarına ve bugün bile sorulduğu haliyle ölümünün
intihar mı yoksa aşırı dozdan mı olduğu sorularının farklı cevaplarına da
tekrar tekrar bakabilir...
Ama aynı Kurt Cobain’dir ki dünyanın , vicdanı ve ahlakını kiraya verdiği Bosna savaşı rezilliğinde tecavüze uğrayan Bosnalı kadınlar için konser
veren grubun beyniydi...
O Kurt Cobain’dir ki ;
“ Mutluluk satın alınmıyor.
Olanlar beni bir süre mutlu etti ama eski ben de mutluydu...
Hatta kullanılmış
eşyaları arayıp satın alırken çok daha mutluydu..
Şimdi sanki biraz karanlık var ve bu durum beni korkarım
içine çekecek “
demiş de biriydi....
Bu
dünyadaki konukluğu yalnızca 27 yaşındayken 5 Nisan 1994’te biten Kurt
Cobain’in o kısacık zaman içinde ürettiklerinin... ürettiklerinin... hatırasına olsun
bu yazı da....
(
murat örem / genç oğul umur örsan örem...2012 / ankara...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder