*"114" ayrı ülkeden günlük ortalama "500" ziyaret !
*her cümle "5846" sayılı yasa korumasında !
*fotolar "ekseriyetle" büyütülebilir !
*sağ alttaki küçük dünya ?

20 Haziran 2013 Perşembe

kazım koyuncu ; şarkılarla aramızdan geçen güpgüzel genç adam...




" Kötü şeyler gördük...

Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük...

Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük.

Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük.

Yoksul insanlar, ağlayan anne babalar,  tinerci çocuklar gördük.

Biz de öldük....

Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik.

Teşekkürler dünya." 



Bu cümleler bugüne ait değil...

Bu cümleler tam 8  yıl önce  Haziran günlerinden birinde yalnızca 34 yaşındayken dünyaya veda eden Kazım Koyuncu’ya ait...



Yeryüzünde duruşu olan şarkılar, cümleler  söyledi  Kazım Koyuncu...



Uzun süren hastalığının ardından geride kalanlara



‘işte gidiyorum bir şey demeden

 arkamı dönmeden

 şikayet etmeden

 hiçbir şey almadan

 bir şey vermeden

 yol ayrılmış

 görmeden gidiyorum...

 ne küslük var ne pişmanlık kalbimde

yürüyorum senin yanında

 sesin uzaklaşır her bir adımda

 ayak izin kalmadan gidiyorum



dediğinde de 8 yıl önceydi ve  tarih 25 Haziran  2005’ti....



1971 yılının Kasım ayında başlayan ömür yolculuğunda Kazım Koyuncu’nun (da) belki de en büyük talihsizliği,  ilk gençlik günlerini geçirdiği  1986 yılının baharında yaşanan Çernobil faciası oldu....



Çernobil adeta çöküşün öncü ayak sesleri oldu Sovyetler Birliği için de...



Çernobil’deki patlamanın ardından özellikle Doğu Karadeniz bölgesi  payına düşeni aldı ölümcül radyasyon yağmurundan günler haftalar aylar boyu...



Gerçi dönemin yetkili isimleri radyasyon bulutlarının  Türkiye’ye gelmediğini kanıtlamak için (!)  kameralar karşısında bardak bardak çayları, sütleri  içtiler ama aradan geçen yıllarda o melun hastalık özellikle Doğu Karadenizde patladı....



Radyasyon bulutları rüzgarla taşınmış ve özellikle bahar yağmurlarıyla da toprağa sızmıştı çünkü...



Ota süte ete çaya...  sızmıştı çünkü...



Ve radyasyonun yarı ömrü bile daha onlarca yıl sürecekti...



Kazım Koyuncu da o Çernobil günlerinde  hücrelerin kendini yoğun olarak yenilediği ilk gençlik yıllarındaydı...



Kanserin en sevdiği şeydi gençlik dönemindeki hızlı hücre yenilenmelerinde kendine daha kolay yer bulmak ve bütün vücudu arsızca ele geçirmek......



Kâzım Koyuncu 35’e bile gelemeyen hayatında yeni ve iddialı şeyler söylemeyi başarmış isim oldu...



İyi müzik yaparken bir yandan da çevre ve siyaset konularında duruşu olan cümleler kurdu...



Kendisiyle özdeşleşen sözüne atıf yaparak söylersek  

"şarkılarla ve iz bırakarak geçti aramızdan Kazım Koyuncu.."



Lazca müzik konusunda da çalışmaları olan Kazım Koyuncu, geleneksel Laz halk müziğini rock tabanlı olarak yorumladı, son günlerine dek de  ayakta kaldı, konserler verdi...



Yıllardır sessiz sedasız emek emek belgesellere imza atan  Ümit Kıvanç  Kazım Koyuncu’nun ölümünden sonra "Şarkılarla Geçtim Aranızdan" belgeselini  de yaptı kadir kıymet bilirlikle...



Kazım Koyuncu, tam da bu memleketin en çok ihtiyaç duyduğu insanlardandı. Memleket bunu ne kadar fark etti, bilemiyoruz. Ama ben öyle düşündüm... demişti Ümit Kıvanç,  belgesel için  emeklerini ortaya koyarken..



Kazım Koyuncu’yu ölümünün 8.  yıldönümünde şu yazıyla anarken , Koyuncu’nun ölümünün hemen arkasından abisi, hemşehrisi   Volkan Konak’ın yazıp söylediği Gardaş isimli yakıcı şarkının sözlerine ve müziğine daha bir can kulağıyla bakın isteriz...



Gökten bir yıldız kaydı Karadenize düştü

Aman gardaş yaralıyım

Onu sevenlerinin yürekleri tutuştu

 Susun kuşlar susun kara karalıyım...

Bu amansız hastalık tatlı canını aldı

 Kemençesi duvarda gitarı nerde kaldı

Kalksın dağların karı kervanım yürüyecek

O güzelim saçları toprakta çürüyecek

Gene geldi yaz başı şenlenir yüksek dağlar

Aman aman gardaş yara yaralıyım

Demedi mi  Azrail,  var sevgilisi ağlar

Susun kuşlar susun kara karalıyım

Aman aman gardaş yara yaralıyım...




( murat örem / 20 haziran 2013 / ankara..)




1 yorum:

  1. Çok güzel bir sesi, çok güzel bir yüreği çok erken kaybettik ama sesi ve müziği yaşadıkça o kalbimizde yaşayacak.

    YanıtlaSil