*"114" ayrı ülkeden günlük ortalama "500" ziyaret !
*her cümle "5846" sayılı yasa korumasında !
*fotolar "ekseriyetle" büyütülebilir !
*sağ alttaki küçük dünya ?

4 Haziran 2013 Salı

federico garcia lorca ; " ölürsem açık bırakın balkonu..."

           İspanya  Lorca'sız anılmaz...


            Şiirleri ve tiyatro oyunlarıyla tanınan Federico Garcia Lorca, 5 Haziran 1898 tarihinde doğdu ve ne acıdır ki  yalnızca 38  yaşındayken onlarca kişiyle birlikte  kurşuna dizildi...



Suçu,  insana inanmak ve faşizme direnmekti...!!! 



O  Lorca ki ,  İspanya İç Savaşı’nın  ilk yıllarında ve sonrasında neredeyse 40 yıl gücü elinde bulunduran Faşist General Franco taraftarlarınca kurşuna dizilmişti...



Federico Lorca da, ilk gençliğinde Avrupa ülkelerinin dünyayı  sömürme yarışında rakipsiz kalmak için birbirini boğazlamasına tanık oldu....



Tarihteki adıyla 1. Dünya Savaşı’ydı bu...

Yarım kalan hesap 2. Dünya Savaşında kesilecekti daha...



Şiirleri ve oyunlarında, geleneksel İspanyol kültüründen yararlanarak modern dünyanın sorunlarına eğilen Lorca, batının içine sürüklendiği bataktan kurtulması gerektiğini de düşündü elbette...



Adı kilise, devlet, ideoloji veya her ne olursa olsun ;  insanı köleleştirmek üzere kurgulanan  otoriteye isyan etti. Bunu yaparken de hiçbir politik gruba  bağlanıp yaslanmadı....



Federico Lorca’nın ülkemizde de devlet tiyatroları dahil defalarca sahnelenen oyunlarından en bilinenleri Kanlı Düğün, Bernarda Alba'nın Evi ve Yerma’dır...



Oyunları ve yaşama coşkusuyla hüznü yan yana getirdiği şiirleri ve şiir gibi dramatik biçimde noktalanan hayatı Lorca’yı daha da ünlendirmiş bir simge yaptı ...



Bugün bile  binlerce insan  İspanya’daki Granada’ya gitmenin  çabası içindedir....Çünkü Granada onlarca kişiyle birlikte Lorca'nın da kurşuna dizildiği sembol bir yerdir....



Nasıl bitkilerin yetişmesi hayvanların hayatta kalabilmesi için asgari şartlar gerekliyse insanın insan olduğunu hissetmesi, kendini sınırlamadan üretmesi için de bazı şartlar çok önemlidir...



Söz konusu insan,  dahası düşünen sorgulayan insan olduğunda coğrafyanın bile  bambaşka anlamı vardır...



Edip Cansever  1979 yılında kaleme aldığı  yazısında  sanatçıyla coğrafya ilişkisini ne  güzel özetler ve şunları der : “Seine nehrini sevimli kılan, Fransız yazarlarından başka kimler olabilir ki? Şolohov olmasaydı, Don nehri gene vardı ama yoktu. Ya Lorca'sız İspanya? 



Melih Cevdet Anday ve Sabahattin Eyüboğlu çevirisiyle ‘Atlının Türküsü’ şiiri Lorca’ın en unutulmaz dizelerindendir...

 
 
“ Kurtuba
Uzakta tek başına
 
Ay kocaman at kara
Torbamda zeytin kara
Bilirim de yolları
Varamam Kurtuba'ya
 
Ovadan geçtim yel geçtim
Ay kırmızı at kara
Ölüm gözler yolumu
Kurtuba surlarında
 
Yola baktım ama yol uzun
Canım atım yaman atım
Etme eyleme ölüm
Varmadan Kurtuba'ya
 
Kurtuba
Uzakta tek başına...” 
 
Tarihe Faşist Franco olarak geçmek de mümkündür, Lorca olarak da....
Hayatın ve tarihin tekerleği Faşist Francoların değil , Lorcaların yanındadır ama .....
 
( murat örem / 04 haziran 2013 / ankara....) 
 
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder