günlük hayatta, sesli
görüntülü yazılı medyada hatta çocukların arasındaki dilde bile belirli
aralıklarla öne çıkan kelimeler , kavramlar oluyor...mesela bundan çok yıllarca
önce hemen herkesin dilinde bir ‘performans’ kelimesi vardı...teknik
adamlar, antrenörler, sporcular her soruya içinde performans kelimesi olan sihirli
cümlelerle cevap verirdi...
sonra bir dönem ‘vizyon’
kelimesi girdi hayatımıza...birini övmek isterseniz vizyonu çok geniş
diyordunuz… eleştirmek istediğinizde de ‘vizyonsuzun teki’ sıfatını uygun
görmeniz yetiyordu...
hafızasını yoklayanlar dönem
dönem moda olan onlarca, yüzlerce kelime daha bulabilir...bunun dışında özellikle televizyon dizileriyle öne çıkarılan, salgın gibi yayılan, yayıldığı hızla da kaybolan sabun köpüğü deyimler
de yer aldı hayatımızda...herkes bir dönem oha falan oldu, birilerine kal geldi, triplere girildi falan...
tüm bunları söylüyor
hatta belki inceden inceye yadırgıyoruz ama tutucu bir mantıkla bakarak bir dilin yapısının ve içindeki
kelimelerin bütün zamanlar boyunca hep aynı kalması gerektiğini savunmak da
mümkün değil….bu tür tamlamalar hatta manidar kelimeler, deyimler kavramlar her dilde bir
dönem görünüp zamana da yenilebilir...
dil de yaşar çünkü…
yaşayan her şey de
ölür…
ama nasıl insan yaşayıp
ölse de insanlar / insan soyu ölmüyorsa
kelimeler de yaşayıp
ölür ama o dil kendini ayakta tutabilir…
türkçe yüzyıllara
meydan okuma konusunda sağlam bir dildir…
mesela eskiler, banyo
yapanlara çok güzel bir dilekle sağlık
suların olsun derlerdi...bu cümleyi bugün de tek tük duymak hala
mümkün...oysa şimdiki gençlerin neredeyse hemen hepsi böyle bir cümleyi
duyduğunda içinden şunu geçiriyor; ben ruhen ve bedenen hasta mıyım ki, şimdi
durup dururken bana böyle söylediler...
bir de uzun zamandır
hayatımıza giren ancak ilk anlamının
tamamen dışında kullanılan kelimeler var...mesela serbest kelimesi,
gerçekte başı bağlı, sorumlu, bağımlı manasına gelirken bugün tam ters biçimde özgür , bağımsız , hesap vermeyen
manasında kullanılır durumda...
yine , naçar
derseniz birinin çaresiz olduğunu anlatmış olursunuz ve burada na ön eki çare
kelimesinin önüne gelerek görevini yapmış olur...aynı metodla namahrem
kelimesine bakalım...mahrem hareme harime
ait demektir ve gizliliği ifade eder...o zaman namahrem dediğimizde gizli olmayan
/ herkese açık manasını dile getirmiş oluruz...fakat dilimizde namahrem kelimesi gerçek manasının tam karşısındaki anlamda kullanılmakta artık..tıpkı serbet kelimesi gibi....
galiba bir dili
öğretmenin ve sevdirmenin en kesin yolu o dilin ve kelimelerinin kökleriyle
ilgili yol haritasını aktarırken, böylesi şaşırtıcı ve meraklandırıcı detayları da örnekleriyle paylaşmaktan
geçiyor...
mesela zavallı kelimesi kahır/sıkıntı/dert anlamına gelen zeval kelimesinin ek almasıyla bugünlere
gelmiş…ama gelirken de aslı zevalli / dertli / tasalı/ kahırlı olan kelime , yıllar içinde biraz
da anlam pekiştirmesine uğrayarak zavallı / acınacak durumda olan haline gelivermiş...
( murat örem / 07 ekim
2016 / ankara…)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder