*"114" ayrı ülkeden günlük ortalama "500" ziyaret !
*her cümle "5846" sayılı yasa korumasında !
*fotolar "ekseriyetle" büyütülebilir !
*sağ alttaki küçük dünya ?

11 Mart 2015 Çarşamba

ona "yolande christina gigliotti" demeyin....o "dalida'ydı..."



Dışarıda ne güzel bir yağmur var…
Dışarıda kendi halinde bir Ankara var…

Yıllar öncesine ait  yazıyı  update(!)  edilmiş haliyle okurken aşağıdaki müziğin de sesini açın varsa kulaklığınızı takın ve andığımız ismin üç dakika içinde kaç dilde neler söylediğine iyi kulak kesilin…

                                      ********

Fransa  Paris’teki  Montmartre’a  yolu düşenler şaşkınlık ve hayranlık içinde etrafını süzerken,  gözlerine  bronzdan yapılmış bir büst takılır,  insan kalabalığına rağmen...Vakti zamanında yıllarını hep oralarda geçirdiği için o büyük ve tarihi meydana ismi de verilen Yolande Christina Gigliotti’e aittir   gördükleri  büst...

Aslına bakarsanız Yolande Christina Gigliotti deyince kimselerin zihninde bir şeyler çağrışmaz da,   Dalida deyince , yaşı özellikle 40’ların üzerinde olanlar  için durum daha farklı olabilir.  

Dalida,  Mısır   Kahire doğumlu İtalyan asıllı şarkıcı ve  sinema oyuncusuydu ama Fransa’ya aitti daha çok..

Elli dört yıllık hayatına bunca melezliği ve onlarca altın plak sığdırmayı başaran Dalida, elmas plak alan da ilk şarkıcıydı...

Evet , bir zamanlar plaklar vardı…

Her ne kadar 1933 Mısır Kahire doğumlu olsa da, müzik kariyerini özellikle vatandaşlığına geçtiği Fransa’da yapan Dalida, İtalyan anne babanın çocuğuydu. Ailesinin görevi gereği çocukluğu Mısır’da geçen Dalida, baba mesleği olan müzikle çocukluk yıllarında tanışmıştı. Modellik de yapan  Dalida,  Kahire’de güzellik kraliçesi seçilince  farklı bir hayatın basamaklarını çıkmaya başladı...

İlk evliliğini Fransız yönetmenle yapması  Dalida’nın  hayatındaki keskin virajlardan oldu... Fransa yıllarında,  tescilli güzelliğine rağmen  ilk filmlerinde başarılı olamayan  Dalida şov ve kabarelerde Fransızca, İtalyanca, Arapça başta olmak üzere  diğer dillerde de  şarkılar söyledikçe dikkatleri üzerine çekti.

1957 yılında,  biz Türkler için de özellikle 1970’lerde pekbimeşhur(!) olan  Paris Olympia  salonunun  açılışında Charles Aznavour’la bulunan Dalida  Gilbert Bécaud'ya da vokalistlik yaptı.

İlerleyen yıllarda  bir çok dilde  şarkılar söyleyen Dalida  uzun  dünya turnelerine çıktı,  gittiği her yerde alkışlar ve sevgiyle karşılanmak için...

Yıl 1973 olduğunda Dalida sinema dünyasının efsane ismi  Alain Delon ile düet yapmıştı...O  unutulmaz düetin ismi  Türkçeye de palavra palavra olarak uyarlanan : 'Paroles paroles' iydi...Şarkı  Ajda Pekkan ve Cüneyt Türel ikilisinin sesiyle Türkçede de kendine yer buldu…

Dalida dünya dilleriyle şarkı söyleme ustasıydı…

Fransızca, İtalyanca,
Arapça, Almanca,
İspanyolca, İbranice,
İngilizce, Danca,
Japonca ve Yunanca… olarak sesinin rengini verdi tüm dillere Dalida...

Hayatındaki bu albeniye, başarılara, sevgi ve ilgiye rağmen bütün dillerdeki  acıyı da tanıyan Dalida’nın  içindeki huzursuz deniz,   günün birinde elli dört yaşındayken kendi isteğiyle çok uzak limanlara götürecekti  onu...

Biten  başlayan evlilikler, huzursuzluklar, iç hesaplaşmalar  umulanlar yaşananlar derken,  tarih 3 Mayıs 1987 olduğunda Dalida şu notu bıraktı arkada kalanlara ;   

Hayata tahammül gücüm kalmadı.
Beni affedin...

Burada bir virgül koyup şunu soralım ;
Bir kadın bütün dünya dillerinde şarkılar söyleyip yıldızların altında parlarken her gün gıdım gıdım büyüyen karanlık nereden besleniyordu…

Dalida’dan mı ?
Dünyadan mı ?
Hayattan mı ?
Nereden ?

karakteristik burnu ,
kağıt kesiği dudakları,
dibine kadar yaşadım,  diyen gözleri
ve her gönüle her dile  sızan gırtlağıyla…
dünya müziğinin kuyruklu yıldızıydı  Dalida… 

Türkçeye de uyarlanan onlarca şarkının solistiydi...

Ölümünün ardından geçen onlarca yıla  rağmen , Dalida bugün bile dünya müziğinin en güçlü seslerindendir pürüzsüz nota denizinde gezmek isteyenler için...

         ( murat örem /  11 mart 2015 / ankara…) 

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder