Kasım 2012‘den
bu yana,
272
ayrı yazı
yayınlanmış bu blogda…
260 yazının altına imzamızı atmışız…
hayata değinmişiz, insana değinmişiz,
aksaklıklara
da , hasletlere de ,
tüm
yaşananlara değinmişiz
sizden
bizden kendimizden,
toplumsal
hayattan örnekler vererek cümleler
kurmuşuz…
“emek
demişiz, insan emeği demişiz”
ama
sloganlaştırmadan…
“umut
demişiz “
ama
hayal bezirganlığı yapmadan…
“itidal,
demişiz,aklı selim demişiz…”
yaranma
kaygısı gütmeden.
“hak
demişiz, hukuk demişiz…”
insanlık
tarihini istismar etmeden…
“aşk demişiz sevda demişiz ”
ama
bayağılaşmadan, ucuzlaşmadan…
“edebiyat”
demişiz
“kültür” demişiz
“sanat
“ demişiz ;
İnsanı,
paradan makamdan,
daha yukarı taşıyan ,
öncelikle insan olma çabasıdır
demişiz…
bu
blogda ,
kadın
vücudu fotoğrafı koymadan
hiçbir
siyasi kampa yaslanmadan
bahis
oyunları oynatmadan ,
yalnızca
yazının samimiyetine inanarak
günlük
100 okura , 200 yüz okura ulaşmışız…
47
ayrı ülkeden
ülkemizin
72,
dünyanın 700 ayrı
şehrinden
onbinlerce
okurumuz olmuş…
200
küsur yazıda dönüp dönüp aynı şeyi yazmışız aslında ;
-hayatın her alanındaki eleştiri
orta vadede en iyi dosttur.
-demokratik toplumlarda tek bir birey bile çok kıymetlidir.
-vahşi kapitalizm ve daha çok para kazanma hırsı bir
toplumu çürütür.
-fikir sahibi olmak mal sahibi olmaktan çok daha
önemlidir.
- emek verilmiş sanat ve kültür , insanı insan ,
toplulukları toplum yapar.
-sanatçılarını,
düşünürlerini , yazarlarını yok sayan toplumlar
dünyanın
en gelişmiş ekonomisi olsalar bile
çağını
algılayamaz ve büyük acılar yaşar….
demişiz…
demişiz
, yazmışız,
yazmışız, söylemişiz…
kah, yüreklendirici yorumlar göndermişsiniz.
kah,
yazmak neyi değiştirir ki demişsiniz…
kah,
gözünüzün kenarıyla okuyup iki cümleyi esirgemişsiniz.
sesimiz
bu kadarına yetmiş…
lafı eğip
bükmeden ,
kör gözüm
parmağına taraf olmadan,
günlük
siyasetin dehlizlerinde kaybolmadan
sahibinin
sesi plağını döndürmeden
aklımız bu
kadarına ermiş…
orhan kemal demiş
yazmışız…
sabahattin
ali demiş yazmışız..
hasan
hüseyin demiş yazmışız.
cemil meriç demiş
yazmışız.
aşık veysel demiş
yazmışız…
ismet özel demiş
yazmışız.
ataol
behramoğlu demiş yazmışız…
şu siyasi kamptan bu siyasi kamptan, demeden
ülkemizden
dünyadan
onlarca
düşünürün yüzlerce cümlesine atıf yaparak
yazmışız…yazmışız…yazmışız…
müptezel
televizyon dizilerinden
onuncu sınıf
futbol münakaşalarından
günlük
siyasi didişmelerden
işyeri nanikleşmelerinden
ucuz
sloganlardan
vakit bulup
da
başını
kaldırabilenleriniz
eksik
olmasınlar , lutfedip okumuş…
düşünmenin
düşündüklerini
ifade etmenin
hala en
büyük bilinmezlere
açık olduğu
şu coğrafyada;
düşünmüşüz yazmışız
düşünmüşüz
yazmışız
düşünmüşüz
yazmışız…
elimizden bu
gelmiş…
ölümün,
ölümlerin tam orta yerinde
yine de ,
hayata
sarılmaktan başka
ne var
elimizde….
ne diyordu
şair ;
“ ölüm geliyor aklıma birden ölüm,
bir ağacın
gövdesine sarılıveriyorum….”
( murat örem
/ 14 mayıs 2014 / ankara…)
-başlıktaki
dizeler / cemal süreya-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder