Bundan
tam 40 yıl önce 1973 yılının 21 martında öldüğünde “ben
giderim sazım kalır / dostlar beni hatırlasın...” mısralarıyla bile daha yaşarken bilge adamlığı
çoktan haketmişti o...
Yaşarken
söylediği ;
“ ....Aldanma cahilin kuru
lafına
Kültürsüz insanın kulu yalandır
Hükmetse dünyanın her tarafına
Arzusu hedefi yolu yalandır ...”
cümleleri
de onundu...
Nasıl,
her kültürün ölümünden sonra bile ortak
zenginliği olarak yaşayan isimleri varsa Aşık Veysel tam da onlardandır işte...
Hem
de Türk Halk Müziği, edebiyatı ve şiirinde gözüyle göremeyenlere inat gönlüyle görüp söyleyerek yapmıştır
bunu...
Hayata,
ölüme, insanlığa, sevdaya, kara toprağa ve yaradana yönelik şiirlerinde bile
hep aynı bilgelik ve duyarlık vardır
Aşık Veysel’in....Güzelliğin On Para
Etmez Bu Bendeki Aşk Olmasa diyen de , Dost
dost diye nicesine sarıldım / Benim sadık yarim kara topraktır cümlesini kuran da aynı Aşık Veysel’dir...
Ben Bir İnsanoğlu Sen Bir Dut
Dalı / Ben Babamı Sen Ustanı Unutma....diyebilecek kaç halk şairi, kaç usta görmüştür “ıssız acun ..”
‘...dünya bir han / konan
göçer’ diyen Aşık Veysel için de 79 yaşında yalan dünyadan
göçme zamanıdır...
Aşağıda
okuyacaklarınız 2010 yılında hazırlanmış uzun metnin omurgasından aktardıklarımızdır....
(
murat örem / 21 mart 2013 / ankara ...)
AŞIK
VEYSEL ; “
Yeter gayrı yumma gözün kör gibi...”
diyen adam...
Aldanma
cahilin kuru lafına
Kültürsüz
insanın kulu yalandır
Hükmetse
dünyanın her tarafına
Arzusu
hedefi yolu yalandır
Kar suyundan
süzen çeşme göl olmaz
Gül
dikende biter diken gül olmaz
Diz diz
eden her sineğin bal'olmaz
Peteksiz
arının balı yalandır
İnsan
bir deryadır ilimle mahir
İlimsiz
insanın şöhreti zahir
Cahilden
iyilik beklenmez ahir
İşleği
ameli hali yalandır
Cahil okur amma alim olamaz
Kamillik ilmini herkes bilemez
Veysel bu sözlerin halka
yaramaz
Sonra sana derler deli yalandır
Şiirinin
son dörtlüğünde hemen hemen tüm halk
ozanlarının yaptığı gibi adını da söyleyen isim , Aşık Veysel Şatıroğlu’dur...
Her
toplumun, halkın , milletin kültüründeki
farklı isimler vardır adeta bütün sosyal, kültürel, maddi ve manevi
farklılıkları ortadan kaldırarak o milletlerin kültürünün, harsının ortak zenginliği olarak yaşar, üretir ve
sonrasında da gönüllerde, zihinlerde anılmaya devam ederler...
Hayata,
ölüme, insanlığa, sevdaya, kara toprağa ve yaradana yönelik şiirlerinde bile
hep aynı bilgelik ve duyarlığı öne çıkararak
, sazıyla ve sesiyle yaşamaya devam eden
Aşık Veysel zamanında bir çok
sanatçı tarafından da bestelenip söylenen
şiirinde şunları der
Güzelliğin on para etmez / Bu bendeki aşk olmasa
Eğlenecek yer bulaman / Gönlümdeki köşk olmasa.
Kim okurdu kim yazardı / Bu düğümü kim
çözerdi
Koyun kurt ile gezerdi / Fikir başka
başk'olmasa.
Güzel yüzün görülmezdi / Bu aşk bende dirilmezdi
Güle kıymet verilmezdi / Aşık ve maşuk
olmasa.
Senden aldım bu feryadı / Bu imiş dünyanın
tadı
Anılmazdı Veysel adı / O sana aşık olmasa.
Aşık
Veysel Şatıroğlu 1894 yılında Sivas’a bağlı Şarkışla İlçesi’nin Sivrialan
Köyü’nde doğmuştur...Doğduğu dönemdeki insanların neredeyse tümü gibi çiftçilikle geçinmeye çalışan dar
gelirli bir ailenin çocuğudur Aşık Veysel...Çocukluk yıllarında yaşadığı
talihsiz olaylar ve çiçek hastalığı sonucu kısa aralıklarla iki gözünü de
kaybeden Aşık Veysel , o dönemden sonra hayatı, dünyayı ve insanları, gören
gözlere inat akıl ve gönül gözüyle görecek , zamanı geldiğinde de gördüklerini
çalıp söyleyerek anlatacaktır....
Kendi
deyimiyle, yaşayacağı acı olaylara
kadar, bütün çocuklar gibi oynayıp seğirten Aşık Veysel gözlerini kaybedince babasının
oyalanması için aldığı sazla önceleri Karacaoğlan, Dertli gibi halk
şairlerinin türkülerini çalıp söyler...
Şair
Ahmet Kudsi Tecer’le tanışması Aşık Veysel’in hayatında bir dönüm noktası olur
ve bu desteğin ardından Aşık Veysel kendi deyiş ve türkülerini de çalıp söylemeye
başlar...Unutulmaz Uzun İnce Bir Yoldayım
şiiri ve türküsünde hayatın geçiciliğini muhteşem dizelerle ve iki kapılı han metaforuyla / benzetmesiyle tarif etmiştir Aşık
Veysel....
Uzun ince bir yoldayım / Gidiyorum gündüz
gece
Bilmiyorum ne haldeyim / Gidiyorum gündüz
gece
Dünyaya geldiğim anda / Yürüdüm aynı
zamanda
İki
kapılı bir handa / Gidiyorum gündüz gece
Uykuda dahi yürüyom / Kalmaya sebeb arıyom
Gidenleri hep görüyom / Gidiyorum gündüz
gece
Kırkdokuz yıl bu yollarda / Ovada dağda
çöllerde
Düşmüşüm gurbet ellerde / Gidiyorum gündüz gece
Şaşar Veysel işbu hale / Gah ağlayan gahi
güle
Yetişmek
için menzile / Gidiyorum gündüz gece
Âşıklık
geleneğinin herkes tarafından bilinen son
isimlerinden olan Âşık Veysel, bir dönem yurdu dolaşmış, ülkenin toplum
mühendisliği zamanlarında ne acıdır ki Ulus’tan Kızılay’a doğru yürümesi üstü
başı yeterince medeni olmadığı için engellenmek istenmiş, dönemin öne çıkan eğitim kurumları olan Köy Enstitüleri'nde saz hocalığı da yapmıştır.
Mustafa
Kemal Atatürk’ün unutulmaz 10. Yıl Nutku’nu verdiği 29 Ekim 1933’teki Cumhuriyet Bayramı’nda
Ankaralılardan da büyük ilgi gördüğünde kırklı yaşlarının başındadır daha Aşık
Veysel...
Aşık
Veysel’in hayatındaki zorluklar yalnızca çocukluğunda yaşadığı trajik olaylarla
sınırlı kalmaz...Her ailede yaşanan acılar, zorluklar, gitmeler, kalmalar, terk
etmelerden Aşık Veysel de payına düşeni alsa da aşıklık rahle-i tedrisinin de
gereğince acıyı bal eylemeyi bilir Veysel...
Özellikle
1970'li yıllarda Anadolu popunun usta isimlerince de şiirleri bestelenen Aşık
Veysel’in Yeter Gayri Yumma Gözün Kör Gibi
şiiri Fikret Kızılok tarafından da bestelenmiştir...
Fikrek
Kızılok da Aşık Veysel’in bir dönem köyünde konaklayarak talebesi olmanın
onurunu her vesileyle dile getirmiştir yaşarken...
Türkçesi
çok yalın olan Aşık Veysel dili de benzetmelerle, mecazlarla ustalıkla
kullanmıştır...Şiirlerinde ve deyişlerinde hayata dair her kavramın yer aldığı
Aşık Veysel , insana dair umutlarını her şeye rağmen öne çıkarmayı yeğler...
Aşık
Veysel unutulmaz şiirlerinden birinde de şunları yazmıştır ve şiirinin sonunda
deyim yerindeyse kitabın ortasından konuşarak insanoğlunun çiğ süt emmişliğine vurgu
yapmıştır ;
Ben Bir İnsanoğlu Sen Bir Dut
Dalı /Ben Babamı Sen Ustanı Unutma diyerek....
Aşık
Veysel‘in hayatının son dönemlerinde, Acılar Denizinin Şairi Ümit Yaşar Oğuzcan da şiirlerini derleyerek kitap halinde
yayınlar...
Tarih
21 Mart 1973’ü gösterdiğinde ‘dünya bir
han / konan göçer’ diyen Aşık Veysel için de 79 yaşında şu yalan
dünyadan göçme zamanıdır...
Ben giderim adım kalır, / Dostlar beni
hatırlasın.
Düğün olur, bayram gelir, / Dostlar beni
hatırlasın.
Can bedenden ayrılacak, / Tütmez baca,
yanmaz ocak,
Selam olsun kucak kucak, / Dostlar beni
hatırlasın.
Açar solar türlü çiçek / Kimler gülmüş, kim gülecek
Murat yalan, ölüm gerçek, / Dostlar beni
hatırlasın.
Gün ikindi akşam olur, / Gör ki başa neler
gelir,
Veysel gider, adı kalır / Dostlar beni
hatırlasın
Hızla
kentleşen veya kentleştiğini sanan, bütün bu dönemleri iç göçleri yaşarken “eskisi ölemedi / yenisi doğamadı...”
misali köklerinden getirdiği değerleri de hazan rüzgarlarına teslim eden bir
toplumun Aşık Veysel’den , dizelerinden öğrenmesi gereken çok değeri vardır
hala...
Bizden hatırlatması ve Aşık Veysel’i
saygıyla anması olsun bir kez daha...
( murat
örem / 2010 / ankara...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder