*"114" ayrı ülkeden günlük ortalama "500" ziyaret !
*her cümle "5846" sayılı yasa korumasında !
*fotolar "ekseriyetle" büyütülebilir !
*sağ alttaki küçük dünya ?

21 Mart 2013 Perşembe

Aşık Veysel ; ben bir insanoğlu sen bir dut dalı / ben babamı sen ustanı unutma..." diyen bilge....

Bundan tam 40 yıl önce 1973 yılının 21 martında öldüğünde  “ben giderim sazım kalır / dostlar beni hatırlasın...  mısralarıyla bile daha yaşarken bilge adamlığı çoktan haketmişti o...

Yaşarken söylediği ;

“ ....Aldanma cahilin kuru lafına
Kültürsüz insanın kulu yalandır
Hükmetse dünyanın her tarafına
Arzusu hedefi yolu yalandır ...”

cümleleri de onundu...

Nasıl, her kültürün  ölümünden sonra bile ortak zenginliği olarak yaşayan isimleri varsa Aşık Veysel tam da  onlardandır işte...

Hem de  Türk Halk Müziği, edebiyatı  ve şiirinde  gözüyle göremeyenlere  inat gönlüyle görüp söyleyerek yapmıştır bunu...

Hayata, ölüme, insanlığa, sevdaya, kara toprağa ve yaradana yönelik şiirlerinde bile hep aynı bilgelik  ve duyarlık vardır Aşık Veysel’in....Güzelliğin On Para Etmez Bu Bendeki Aşk Olmasa diyen de , Dost dost diye nicesine sarıldım / Benim sadık yarim kara topraktır   cümlesini kuran da aynı Aşık Veysel’dir...

Ben Bir İnsanoğlu Sen Bir Dut Dalı / Ben Babamı Sen Ustanı Unutma....diyebilecek kaç halk şairi,  kaç usta görmüştür   “ıssız acun ..”  

‘...dünya bir han / konan göçer’ diyen Aşık Veysel için de 79 yaşında  yalan dünyadan  göçme zamanıdır...

Aşağıda okuyacaklarınız 2010 yılında hazırlanmış uzun metnin omurgasından aktardıklarımızdır....

( murat örem / 21 mart 2013 / ankara ...)


AŞIK VEYSEL ;  “ Yeter gayrı yumma gözün kör gibi...”  diyen adam...

Aldanma cahilin kuru lafına
Kültürsüz insanın kulu yalandır
Hükmetse dünyanın her tarafına
Arzusu hedefi yolu yalandır

Kar suyundan süzen çeşme göl olmaz
Gül dikende biter diken gül olmaz
Diz diz eden her sineğin bal'olmaz
Peteksiz arının balı yalandır

İnsan bir deryadır ilimle mahir
İlimsiz insanın şöhreti zahir
Cahilden iyilik beklenmez ahir
İşleği ameli hali yalandır

Cahil okur amma alim olamaz
Kamillik ilmini herkes bilemez
Veysel bu sözlerin halka yaramaz
Sonra sana derler deli yalandır
                                                   
Şiirinin son dörtlüğünde hemen hemen tüm  halk ozanlarının yaptığı gibi adını da söyleyen isim , Aşık Veysel Şatıroğlu’dur...

Her toplumun, halkın , milletin  kültüründeki farklı isimler vardır adeta bütün sosyal, kültürel, maddi ve manevi farklılıkları ortadan kaldırarak o milletlerin kültürünün, harsının  ortak zenginliği olarak yaşar, üretir ve sonrasında da gönüllerde, zihinlerde anılmaya devam ederler...

Hayata, ölüme, insanlığa, sevdaya, kara toprağa ve yaradana yönelik şiirlerinde bile hep aynı bilgelik  ve duyarlığı öne çıkararak , sazıyla ve sesiyle yaşamaya devam eden   Aşık Veysel    zamanında bir çok sanatçı tarafından da bestelenip söylenen  şiirinde şunları der

Güzelliğin on para etmez  / Bu bendeki aşk olmasa
Eğlenecek yer bulaman  / Gönlümdeki köşk olmasa.
Kim okurdu kim yazardı / Bu düğümü kim çözerdi
Koyun kurt ile gezerdi / Fikir başka başk'olmasa.
Güzel yüzün görülmezdi  / Bu aşk bende dirilmezdi
Güle kıymet verilmezdi / Aşık ve maşuk olmasa.
Senden aldım bu feryadı / Bu imiş dünyanın tadı
Anılmazdı Veysel adı / O sana aşık olmasa.


Aşık Veysel Şatıroğlu 1894 yılında Sivas’a bağlı Şarkışla İlçesi’nin Sivrialan Köyü’nde doğmuştur...Doğduğu dönemdeki insanların neredeyse tümü  gibi çiftçilikle geçinmeye çalışan dar gelirli bir ailenin çocuğudur Aşık Veysel...Çocukluk yıllarında yaşadığı talihsiz olaylar ve çiçek hastalığı sonucu kısa aralıklarla iki gözünü de kaybeden Aşık Veysel , o dönemden sonra hayatı, dünyayı ve insanları, gören gözlere inat akıl ve gönül gözüyle görecek , zamanı geldiğinde de gördüklerini çalıp söyleyerek anlatacaktır....

Kendi deyimiyle,  yaşayacağı acı olaylara kadar, bütün çocuklar gibi oynayıp seğirten  Aşık Veysel gözlerini kaybedince babasının  oyalanması için aldığı sazla önceleri Karacaoğlan, Dertli gibi halk şairlerinin türkülerini çalıp söyler...

Şair Ahmet Kudsi Tecer’le tanışması Aşık Veysel’in hayatında bir dönüm noktası olur ve bu desteğin ardından Aşık Veysel kendi  deyiş  ve türkülerini de çalıp söylemeye başlar...Unutulmaz Uzun İnce Bir Yoldayım şiiri ve türküsünde hayatın geçiciliğini muhteşem dizelerle ve iki kapılı han metaforuyla /  benzetmesiyle   tarif etmiştir Aşık Veysel....

Uzun ince bir yoldayım / Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim / Gidiyorum gündüz gece
Dünyaya geldiğim anda / Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa / Gidiyorum gündüz gece
Uykuda dahi yürüyom / Kalmaya sebeb arıyom
Gidenleri hep görüyom / Gidiyorum gündüz gece
Kırkdokuz yıl bu yollarda / Ovada dağda çöllerde
Düşmüşüm gurbet ellerde /  Gidiyorum gündüz gece
Şaşar Veysel işbu hale / Gah ağlayan gahi güle
Yetişmek için menzile / Gidiyorum gündüz gece

Âşıklık  geleneğinin herkes tarafından bilinen son isimlerinden olan Âşık Veysel, bir dönem yurdu dolaşmış, ülkenin toplum mühendisliği zamanlarında ne acıdır ki Ulus’tan Kızılay’a doğru yürümesi üstü başı yeterince medeni olmadığı için engellenmek istenmiş,  dönemin öne çıkan eğitim kurumları olan  Köy Enstitüleri'nde saz hocalığı da yapmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün unutulmaz 10. Yıl Nutku’nu verdiği  29 Ekim 1933’teki Cumhuriyet Bayramı’nda Ankaralılardan da büyük ilgi gördüğünde kırklı yaşlarının başındadır daha Aşık Veysel...

Aşık Veysel’in hayatındaki zorluklar yalnızca çocukluğunda yaşadığı trajik olaylarla sınırlı kalmaz...Her ailede yaşanan acılar, zorluklar, gitmeler, kalmalar, terk etmelerden Aşık Veysel de payına düşeni alsa da aşıklık rahle-i tedrisinin de gereğince  acıyı bal eylemeyi bilir Veysel...

Özellikle 1970'li yıllarda Anadolu popunun usta isimlerince de şiirleri bestelenen Aşık Veysel’in  Yeter Gayri Yumma Gözün Kör Gibi  şiiri Fikret Kızılok tarafından da bestelenmiştir...

Fikrek Kızılok da Aşık Veysel’in bir dönem köyünde konaklayarak talebesi olmanın onurunu her vesileyle dile getirmiştir yaşarken...

Türkçesi çok yalın olan Aşık Veysel dili de benzetmelerle, mecazlarla ustalıkla kullanmıştır...Şiirlerinde ve deyişlerinde hayata dair her kavramın yer aldığı Aşık Veysel , insana dair umutlarını her şeye rağmen öne çıkarmayı yeğler...

Aşık Veysel unutulmaz şiirlerinden birinde de şunları yazmıştır ve şiirinin sonunda deyim yerindeyse  kitabın ortasından konuşarak insanoğlunun çiğ süt emmişliğine vurgu yapmıştır  ;
Ben Bir İnsanoğlu Sen Bir Dut Dalı /Ben Babamı Sen Ustanı Unutma diyerek....

Aşık Veysel‘in hayatının son dönemlerinde,  Acılar Denizinin Şairi  Ümit Yaşar Oğuzcan  da şiirlerini derleyerek kitap halinde yayınlar...

Tarih 21 Mart 1973’ü gösterdiğinde ‘dünya bir han / konan göçer’ diyen Aşık Veysel için de 79 yaşında şu yalan dünyadan  göçme zamanıdır...

Ben giderim adım kalır, / Dostlar beni hatırlasın.
Düğün olur, bayram gelir, / Dostlar beni hatırlasın.
Can bedenden ayrılacak, / Tütmez baca, yanmaz ocak,
Selam olsun kucak kucak, / Dostlar beni hatırlasın.
Açar solar türlü çiçek  / Kimler gülmüş, kim gülecek
Murat yalan, ölüm gerçek, / Dostlar beni hatırlasın.
Gün ikindi akşam olur, / Gör ki başa neler gelir,
Veysel gider, adı kalır / Dostlar beni hatırlasın

         Hızla kentleşen veya kentleştiğini sanan, bütün bu dönemleri iç göçleri yaşarken “eskisi ölemedi / yenisi doğamadı...” misali köklerinden getirdiği değerleri de hazan rüzgarlarına teslim eden bir toplumun Aşık Veysel’den , dizelerinden öğrenmesi gereken çok değeri vardır hala...

         Bizden hatırlatması ve Aşık Veysel’i saygıyla anması olsun bir kez  daha...

( murat örem / 2010 / ankara...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder