91 yıl önce 26 Ağustos’ta
başladı Büyük Taarruz...
Arkasından yeni bir
devlet kurmanın gururu yaşandı...
Edebiyat ve sanat, milletlerin tarihinde derin izler bırakan
olaylara sırtını çeviremez.
Savaşları ve savaşların savurduğu hayatları anlatan eserler
yekun tutar...
Türk edebiyatında da Milli
Mücadele Dönemi defalarca işlenmiştir
farklı bakış açılarıyla....
Bu eserlerden biri Kemal
Tahir’in Yorgun Savaşçı’sıdır...
Bir başkası Yakup
Kadri Karaosmanoğlu’nun Yaban’ıdır...
Tarık Buğra farklı pencereden bakarak Küçük Ağa’yı yazmıştır..
Elbette bu eserlerle sınırlı değildir yazılanlar ancak üç eser
defalarca gündeme gelmiş, sahnelenmiş, dramaları çekilmiştir....
Romanların üçünde de farklı açılar sunulmuştur okura...
Kemal Tahir , her zamanki
sözünü sakınmazlığıyla Yorgun Savaşçı romanında savaşın ilk yıllarında özellikle batı
anadolu insanının harp etmeye isteksiz
ve bitap halini öne çıkarmış, resmi
tezle de ters düşmeyi göze almıştır..
Tarık Buğra daha idealize
kahramanlarla anlatmayı yeğlemiştir aynı dönemi...Küçük Ağa romanında da
büyük bir iç dönüşümün , med cezirin tam ortasındaki kahraman Çolak
Salih’tir...
Çolak Salih ve İstanbullu
Hoca kendini bulan toplumun kişi olarak sembolleridir Küçük Ağa romanında...
Yakup Kadri
Karaosmanoğlu’ysa 1932 yılında yayımlanan Yaban romanında 1.Dünya Savaşında bir kolunu
kaybeden Ahmet Celal üzerinden kurgular söylemek istediklerini...
Yaban romanındaki
unutulmaz cümlelerden biri de şöyledir;
“okumuş bir İstanbul
çocuğu ile
Anadolu köylüsü
arasındaki fark
Londralı İngilizle
Pencaplı Hintli
arasındaki farktan
daha büyüktür.”.....
Bir de şunu der Kuvayı Milliye Destanı şiirinde Nazım Hikmet , şahların vezirlerin
yanında piyon olmak zorunda bırakılanlara
;
Yaralı bir düşman ölüsüne takıldı Nurettin Eşfak'ın ayağı.
Nurettin dedi ki : «Teselyalı Çoban Mihail,»
«Seni biz değil, buraya gönderenler öldürdü seni...»
Tarih, hamasete teslim
olmadan soğukkanlılıkla aktarıldığı zaman anlam kazanır.
Çok kullanılan, atıf
yapılan bir başka cümle de şöyledir ;
“Ormanların tarihini içindeki
canlılar değil avcılar ,
savaşların tarihini de kaybedenler
değil kazananlar yazar.”
Savaşın iyisi güzeli
olmaz....
ama savaşın haklısı ,
meşruu , vatanını savunmak için yapılanı olur...
Atatürklü Türkiye’nin ve
bu milletin 91 yıl önce yaptığı da
budur...
evlerden ırak olsun , dost da düşman da bilir ki ;
iş başa düşerse gene yapılacak olan da budur....
( murat örem / 29
ağustos 2013 / ankara...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder