Dünyanın
her dilinde ilk anlamının dışına çıkan kelimeler kavramlar var... Mesela sanatla uğraşan anlamında dilimize giren artist kelimesi önceleri
sinema sanatçıları için kullanıldı...
Fakat
özellikle argoda kendini beğenmiş, farklı tavırda olanlar dikkat çekenler için de kullanıla kullanıla gerçek anlamının önüne geçti artist
kelimesinin yeni anlamı zaman içinde...
Sanatçı
kelimesi de yıllar içinde herkese verilen paye oldu ve özellikle müzik sektöründekilerin tümü
sanatçı sıfatıyla anılmaya başlandı...Bu değişimden nasibini alarak anlam
kaymasına uğrayan kelimelerden bir diğeri de Arapça edep adap kökünden gelen
edebiyat
kelimesi...
Bugün
bile bir konuda fazla açıklama yapmak isteyen kimselerin sözü şöyle kesilir; Hadi
kardeşim kısa kes, edebiyat yapma
bize....
Anlam
kaymaları ve argo bütün diller için geçerli...
Fakat
dilimizde özellikle kültürel alanları tanımlayan kelimelerin argo tarafından bu
kadar pervasız bir saldırı altında olmaları da üzerinde fazlasıyla düşünmeyi
gerektiriyor...
Bir
dönem münevverin, aydının , okuyup yazan, düşünen ve bunları toplumla paylaşan
insan tanımının karşılığı olan entelektüel
kelimesinin başına gelenler de bundan farklı olmamıştı...
Sokakta,
yolda belde biraz farklı giyim kuşama,
davranışa sahip kişilerin adı belliydi toplumda ; Entel....Yıllarca
emek verilmiş öğrenme çabasının karşılığı olarak kullanılan entelektüel
kelimesi kısaltılmış , çokça alay ve aşağılamayı da içeren şekilde entele
dönüşüvermişti...
Kültürümüzde
yine argo tarafından saldırı altında olan kelime ve kavramlardan biri de kökü antik yunana ve yunancaya dayanan felsefe kelimesi...
Felsefe
veya düşün bilim, Yunanca seviyorum,
peşinden koşuyorum, arıyorum anlamlarına gelen "phileo"
ve bilgi, bilgelik anlamına gelen "sophia"
kelimelerinin birleşimi...
Philosophia da bilgelik arayışı, bilgiyi sevmek, araştırmak ve
peşinde koşmak olurken , "Filozof" ya da felsefeci de bilgeliğe ulaşmaya
çalışan kişiyi tanımlar....
Felsefe ;
varlık, bilgi, gerçek, adalet, güzellik, doğruluk, akıl , hiçlik , din ve dil gibi konuların hepsiyle ilgili
olabilir.....
Çünkü Felsefe,
"düşünce bilimidir" ....
Filozoflar
, felsefeciler hayata dair yeni sözler, cümleler, kavramlar ve bilgiler arayan kişiler olmuştur...
İronik bir
dille söylersek, daima icat
çıkarmışlardır felsefeciler...
İki
arkadaş, iki insan ya da birden fazla kişi herhangi bir konuda tartışır ya da
fikir alışverişinde bulunurken ortam biraz gerilirse taraflardan biri
rahatlıkla alaycı ve küstah bir tavırda şunu da diyebilir her zaman ülkemizde ;
Arkadaş felsefe yapma...
Lafı dolandırıp boğuntuya getirme...
Felsefe
kelimesi ve kavramı bugün bile sıradan insanlar için laf kalabalığı olarak yorumlanabilir... 20 yıl önce yine bir
Ağustos gününde aramızdan ayrılan Prof. Dr. Macit Gökberk de bu
şartlarda felsefeye gönül ve emek veren isimlerden olmuştu ülkemizde...
Macit
Gökberk, felsefe dilinin
yalınlaşması, terim karmaşasının giderilmesi ve kavramların sınırlanması
alanlarında çalışmış bir Türk felsefecisiydi ....
1908 yılında doğan Macit Gökberk 15
Ağustos 1993 tarihinde aramızdan ayrıldığında 85 yaşındaydı...Yıllarca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Felsefe Bölümü’ndeki hocalık görevine devam eden Prof. Dr. Macit Gökberk emekliye
ayrılsa da çalışmalarına devam etmişti...
Felsefe tarihi ile dil ve bilgi konularında yoğunlaşan
Macit Gökberk’in Felsefe Tarihi
adlı çalışması hala çok önemli bir eserdir...
Bir toplum felsefeyi laf kalabalığı
olarak görürse daha yürümesi gereken çok yol vardır...
Bir toplum Macit Gökberklerinin adını
, yaptığı işi üçüncü lig futbolcularının
ismi kadar bile merak etmiyorsa yandı gülüm keten helvadır....
İtirazı olanlar parmak kaldırsın....
( murat örem / 13 ağustos 2013 /
ankara...)
Sanata, sanatçıya, düşünüre, bilim adamına saygı göstermeye, onları anlamaya, okumaya, takip etmeye başlamak için ilkokul çağlarından başlayan iyi bir eğitim gerekiyor. Bizde ise eğitim her geçen gün kötünün kötüsü hale gelmeye devam ediyor.
YanıtlaSilSonradan görmelerin arttığı, eğitimin yerini dırsatçılığın ve yağcılığın aldığı günleri yaşıyor, hızla geriliyoruz.