ahmet
güner sayar 1980’lerdeki istanbul siyasal’ın en
nev-i şahsına münhasır ve hakkıyla entelektüel hocalarındandı…bugün
bile, aradan onlarca yıl geçtiği halde ahmet
güner hoca’nın rahle-i tedrisinden geçmiş herkes onun hakkında benzer cümleler kurar…hocaya ideolojik olarak
yakın da olsa uzak da olsa bunu
gönülden yapar bütün talebeleri…
osmanlı
iktisat tarihi hakkında yazıp söyledikleri hala ciddi
manada referans çalışmalarıdır ahmet güner sayar’ın…her dersinde konuyu mutlaka
sikke tağşişine, yani metal paranın ayarındaki / içindeki değerli
metallerin “çaktırmadan” azaltılması sonucu ortaya çıkan alım gücü gerilemesine ve yükselen enflasyona getirmesi ve olan
biteni sosyal ve siyasal olaylara raptetmesi ahmet güner hoca’nın mütemmim
cüzüdür…
bir
de tabi max weber…max weber’in protestan ahlakı üzerine
saatlerce anlatabilir ahmet güner hoca hayranlıkla…weber’i türk iktisat
ve sosyoloji tarihinde en iyi anlayan ve anlatan faik sabri ülgener’in yıllarca asistanı
olmasının da bunda büyük payı vardır elbette…weber, dünya iktisat
ve sosyoloji tarihinde bugün bile bir düşünsel kavşaktır…weber’i öğrendikten sonra nereye
gideceğinize tamamen birikiminiz ve müktesebatınız karar verir…ama nereye
gidecek olsanız da max weber’e de tıpkı karl marks gibi uğramanız şarttır eğer işinizi elinizin kenarıyla
yapmayacaksanız…
ve
tabi ki keynes…dünya iktisat tarihinin bunalımlı zamanlarına dair
önerdiği akıllı, izanlı ve izansız teorileriyle farklı isim olan keynes hakkında da anlatır da
anlatır ahmet güner hoca…o bıkmadan
anlatır, arada tekrara da düşer ama siz her seferinde keyifle dinlersiniz…öğrenerek
dinlersiniz…
hasılı
kelam , ahmet güner sayar hangi derste ne anlatırsa anlatsın ağzının
içine baktırmayı başarır…anlatırken anlatırken zihni arada sırada biraz “sağa”
çekiyor görünse de, fakülte yıllarımdan gönlümde kalan
en güzel isimlerdendir ahmet güner sayar hoca…
ve
türk edebiyatının en unutulmaz eserlerinden olan yılkı atı’nın yazarı yozgatlı
abbas sayar’ın da evladıdır
kendileri…
üniversite
yıllarında kantine olan devamlılığı(!) derslerden çok daha düzenli olan bu
satırların yazarının, hayattaki az sayıdaki keşkelerinden biridir ahmet güner
hoca’nın bazı derslerini vakti zamanında ekmesi…!!!
ahmet
güner hoca hakkıyla asabidir de…
mesela
bir dersin ortasında son çıkan şu kitabı kimler okudu diye sorduğunda kalkan parmaklar gözünü doyurmazsa sizinle
biz ne yapacağız yahu diyerek hemen çıkış kapısına bile yönelebilir arkasına
bakmadan…ortaokul talebeleri gibi gözüne kestirdiklerine ayakta sözlü bile yapabilir…
ama
sahihtir ahmet güner sayar hoca…
sahicidir…
sevgisi
kızgınlığı dersteki iştiyaki sahicidir…
beyazlaşan
dik saçlarıyla anlatır da anlatır…
sikke
tağşişini,
max weber’i,
keynes’i anlatmayı
çok sever…
biz
de onu dinlemeyi severiz / severdik....
istanbul siyasal’ın bir çok öğrencisi umberto
eco’yu ilk kez ahmet güner’den duymuştur 1980’lerde…gülün adı filmine
mutlaka gidilmeli, mc bilmemnerelerde tonla para verip hamburger yiyeceğinize
elinize bir kuru simit alın ama bu filme gidin cümlesini de o kurmuştur vakti zamanında…
naif ve dalgın bir profesördür de ahmet
güner sayar hoca…
tv'de katıldığı canlı yayında cebinde çalan kendi telefonunun sesinden
dikkati dağılacak ve telaş içinde o telefonu susturmaya çabalarken buram buram
terleyecek ve telefonu kapatmayı bir anda başaramayacak kadar da…
umberto
eco’nun unutulmaz romanının yanında, aynı isimle çekilen filmi de olan gülün adı, asla romanın kalitesine
erişemez ama başarılı bir filmdir…
bu filmi 1990’ların
başında bir kez daha izlemek için gittiğim çemberlitaş sinemasında da
anmışımdır ben ahmet güner hoca’yı ve umberto eco’yu…
bu
yazıda umberto eco’yu anlatmak için geçmiştim bilgisayarın başına ama ahmet
güner hoca rol çaldı…
hakkıdır…
bin kere hakkıdır…
böyle bir
entelektüelin defalarca hakkıdır…
türkiye ben kendimi bildim bileli ilginç
zamanlardan geçerken, hoyratlıklarla uğraşırken, cumhuriyetten aldığı güçle kendi kendini yetiştiren öyle isimler de olmuştur ki, onlar benim için çok ama çok
kıymetlidir…
türkiye’nin yetiştirdiği bu
entelektüeller belki bütün dünyanın popüler isimleri olmamıştır ama üniversite
kürsülerinde, liselerde, ilkokullarda, mikrofon başlarında
yalnızca hakikati bilmek ve anlatmak için çırpınmışlardır…
ve aslında umberto ecoların çok haklı olan
etki güçleri de asıl bu isimlerin çabalarıyla milyonlara ulaşmıştır…
yazıyı
ahmet
güner hoca’nın iştiyakle anlattığı keynes’in bir sözüyle bitirelim o
zaman…bilenler bilir iktisatçılar orta vade kısa vade uzun vade
tanımlamalarıyla cümle kurup konuşmayı çok severler…gereksiz severler…
ve
bir gün keynes, bir konferansta, lafı don lastiği
gibi uzatan ve “uzunnnn vadedeeee” diye cümleler kuran meslektaşının gözlerinin içine bakarak şunu
deyivermiştir kitabın tam ortasından konuşarak ;
“
dostum o kadar da abartma,
bu
kadar telaş yapma....
uzun
vadede
hepimiz
ölmüş olacağız….”
uzun
vadede keynes öldü…mü…
63
yaşındaydı…
uzun
vadede eco öldü…mü…
84
yaşındaydı…
uzun
vadede weber öldü…mü...
56
yaşındaydı…
uzun
vadede hepimiz öleceğiz tamam…
bazıları
bilerek ölecek…
bazıları
bilmeyerek…
ve bazıları hiç ama hiç ölmeyecek…
uzun
vadede de ölmeyecek…
kısa
vadede de ölmeyecek…
ne
diyordu umberto eco, "sosyal medya hesabınız neden yok?”
sorusuna verdiği cevapta ;
sorusuna verdiği cevapta ;
“bütün dünyadan
bir dolu ahmak tarafından
her dakika
rahatsız edilmek
istemiyorum"
ve
nasıl geçiyordu dalgasını inceden inceye derslerde
ahmet güner hoca akıl dolu cümlelerle ;
ahmet güner hoca akıl dolu cümlelerle ;
“adama bak,
biz heybelide
her gece mehtaba çıkardık…
her gece mehtaba çıkardık…
diyor…
ulan, sera domatesi mi bu ,
heybelide her gece
mehtabı
nerede buluyorsun….”
arayan
bulur benim sevgili hocam…
arayan
bulur….
(
murat örem / 23 şubat 2016 / ankara…)
Vallahi senin hafıza baya iyiymiş. Ben yazdıklarının hemen hemen hiç birini hatırlamıyorum. Gerçi bunda okula gidememiş olmamın da payı büyük ama olsun. Bir tek gülün aldı filmine gittiğimi hatırlıyorum. Ne iyi ettin. Hafızana ellerine sağlık ❤️🍀
YanıtlaSil