Onun
romanlarındaki insanlar , yazıldıkları dönemin üzerinden neredeyse bir
koca asır geçtiği halde, hala eti
kemiğiyle, ruhuyla yaşar.
Ve
o romanlarda, toplumun farklı sosyal
katmanlarından olmak üzere ne çok ama ne çok farklı insan vardır...
Züppeler,
mahalle kadınları, cariyeler, hizmetçiler,
hurafelere kulak asanlar, din
adamları, fahişeler, dönemin paşaları bürokratları, mirasyediler, çapkınlar, külhanbeyleri , dalkavuklar ve
diğerleri Hüseyin Rahmi’nin bütün
eserlerinde ustalıkla buluşmuştur...
Hüseyin
Rahmi Gürpınar’ın en önemli özelliği insana ve hayata dair gözlemlerini, yazdığı
kahramanların üzerinden anlatırken, daima
gülümseten ve şaşırtan bir üsluba sahip olmasıdır...
8
Mart 1944’teki ölümünün üzerinden 70 yıl geçtiği halde bugün
hala Hüseyin Rahmi Gürpınar’dan söz ediliyorsa bu gerçekliğin mutlaka bir esbabı mucibesi vardır...
Hüseyin
Rahmi on dokuzuncu yüzyılın değişim dönemini ve o dönemin İstanbul’unu bütün yönleriyle,
insanlarıyla gözler önüne sererken en
çok kadınları anlatmıştır müthiş
bir gözlem gücüyle...
Bu
durumun en temel unsuru da, Gürpınar’ın çocukluk döneminin neredeyse tümüyle kadınlar arasında geçmiş olmasıdır..
Gerçeklik ihtimali çok yüksek
rivayetlere göre de Hüseyin Rahmi
Gürpınar yazdığı bir çok karakteri önce zihninde oluşturmuş sonra bu karakterleri kadın olanlar da dahil sesli
biçimde evin içinde kendi ağzından canlandırmıştır.
Hüseyin
Rahmi deyince akla ilk gelen eser batıl inançlar ve bunların sebep olduğu garip
davranışların mükemmel biçimde anlatıldığı Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç romanıdır....
Roman
1900’ların başındaki İstanbul’da Halley kuyrukluyıldızının dünyaya
çarpma tehlikesi üzerinden toplumun farklı katmanlarındaki insanların haleti
ruhiyesini ilmek ilmek anlatır...Kadınlar, Hüseyin Rahmi’nin bu
eserinde de bütün özellikleri ve farklarıyla ön plandadır....
Ömrü
boyunca kadınlara daha yakın duran Hüseyin Rahmi Gürpınar romanlarında kadınlara baş rolleri verdiği
halde onları önyargılı erkek penceresinden anlatmamıştır...
Yazdıklarında
kadınlarla hesaplaşmak yerine o
dünyayı anlamaya ve anlatmaya
çalışmıştır...
Biz
de Hüseyin Gürpınar’ı ölümünün 70.
yıldönümünde şu kısa yazıyla hatırlatmak istedik ey okur....
(
murat örem / 11 mart 2014 / ankara...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder