-
gitar çalan oğlunu huşu içinde :) dinleyen baba / ağustos 2017
soruyorlar bazen; kelimelerin hakkını nasıl bu kadar güçlü veriyorsun murat her yazında, her cümlende diye...? şaşkın bir yüz ifadesiyle boş boş bakıyorum ben de ve şöyle diyorum genellikle;
"böyle bir şey yok ki...hayatın hakkını vermek var...hayatın hakkını verirkenkelimelerin de hakkını verirsin,okumanın yazmanın söyleşmenin de,sevmenin, kızmanın, ayrılmanın da hakkını verirsin...mesele onun bunun hakkını vermekte değil...mesele hayatın hakkını vermekte..."
yazının tam burasında şimdi sizinle bir alıntıyı paylaşalım;bu kötü insanların bu estetikten uzak ve basit insanların hangi iklimde büyüdüklerine de kafa yoralım ama...çünkü iyilik ve doğruluk gibi, kötülük de bulaşıcıdır...iyilik ve doğruluk aritmetik artar ama kötülükler dünyanın her yerinde daha da büyük sıçramalarla geometrik hızlarla artar... altında kalır perperişan olursunuz !!! - ama ruhu karanlıklardan birisi çıkıp site meydanına küfürler ederek bağırdı bu gençlere. içeriye girmelerini kimsenin onları dinlemek zorunda olmadığını söylüyordu. halbuki henüz daha akşam 9'du. annem balkondan aşağıya bu adama neden küfür ettiğini sorarak tersledi. "senin bağırışın, küfürlerin bizi daha fazla rahatsız ediyor pis adam" diye bağırdı aşağıya.fakat bir kere dağılmış, bozulmuştu o büyü. gençler içeriye kaçtı hiç ses etmediler. hiç cevap vermediler o adamın sözlerine. sadece gitarlarını alıp, balkonun ışığını söndürüp içeriye geçtiler. annem, ben, babam ve o zaman misafir olarak gelmiş halam çok üzüldük. (...) o abiler daha fazla kalmadılar sitede. birkaç ay sonra taşındılar. o küfürleri eden pis cahil kasabalı ise birkaç yıl sonra site meydanında iğrenç klavye, elektro bağlama ve darbukalı bir iç anadolulu düğünü yaptı ...( muchacho mkg / ekşi sözlük )
alıntı burada bitiyor...şimdi en başa dönelim...insan niye yaşar...insan neyle yaşar....
türküler yoksa...paylaşmak yoksa...duygular yoksa...notalar yoksa...tablolar şiirler yoksa...sevmek özlemek yoksa...kızmak, gönül koymak yoksa...insani güzellikleri çoğaltmak
aşık olmak , sevdalanmak yoksa...
insan niye yaşar....insan neyle yaşar...
yalnızca arsa alıp satmak için miotomobillere binmek için mikülliyatlı miras bırakmak için miher şeyin fiyatını bilipkıymetini bilmemek için mi...
yaşar insan...!!!
merak edenler için söyleyelim hadi...aslında armut piş ağzıma düş bu sitenin tarzı değil...murat örem'in tarzı hiç değil...
yukarıdaki alıntıda bahsedilen isim tam aşağıda...işte yıllar önce bir sitede sesiyle insanlara müzik ziyafeti çekip , bir başka kültür sanat estetik düşkünü sakinin ! hışmını çeken isim şuymuş...haluk tolga ilhan...dinleyin kararınızı siz verin....
bir toplumda güzele estetiğe kültüre dair bırakın gönülden sahiplenmeyi, sistemli bir saldırı varsa orada herkesin dönüp kendine bakması gerekir...
çünkü bu gidişkimseleri selamete çıkarmaz...!
sanatsız kültürsüz estetiksiz kalan bir toplumperişan olur, perperişan olur lime lime olur...hiçbir ama hiçbir güçle de bir daha toparlayamazsınız....
benden hatırlatması...döne döne bıkıp usanmadan hatırlatması...!!!( murat örem / 24 eylül 2017 / ankara )
*"114" ayrı ülkeden günlük ortalama "500" ziyaret !
*her cümle "5846" sayılı yasa korumasında !
*fotolar "ekseriyetle" büyütülebilir !
*sağ alttaki küçük dünya ?
*her cümle "5846" sayılı yasa korumasında !
*fotolar "ekseriyetle" büyütülebilir !
*sağ alttaki küçük dünya ?
24 Eylül 2017 Pazar
sanatsız kültürsüz estetiksiz kalan bir toplum perişan olur, perperişan olur, lime lime olur... hiçbir ama hiçbir güçle de bir daha toparlayamazsınız !!!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Gerçekten çok güzel yazıyorsunuz.
YanıtlaSilKültürümüz belli. Çok ama çok karıştık. Bu sene Milas'ta hep yazları geçirdiğimiz sitedeydik. Eskilerden ünlü bir jön vardı. Sitede köpekleri için kenarları demir çitlerle kaplı dubleks evi olan, ve üç dört köpeği, eşi ile yaşayan, sesi sitenin her yerinden duyulan atipik bir kadın işte o jönün kızıydı. Etrafındakilerle sanki siteyi ele geçirmiş gibi davranıyorlardı, havuzbaşında sürekli orada olmayanların dedikodularını yapıyorlardı. Ben aralarına karışmazdım, yalnız ve yazılarımla ya balkonda ya da içerde otururdum. Rahat vermediler Murat bey. O jönün kızının tam 16 dairesi vardı. Belki bu güvenle tüm sitenin hâkimi gibiydi. Toplum olarak çok ama çok cahiliz.
Ben sizin vatanımızın ne halde olduğu hakkında ve son durumuna dair düşüncelerinizi çok merak ediyorum biliyor musunuz. Selamlarımla.
değerli ece evren;
Silyorumununu yeni gördüm ve hemen yayınlıyorum...
incelikli cümleleriniz için teşekkür ederim...
sayfanızda yazdıklarınızı da, mutluluk duyarak inceledim...
anlattğınız hikaye hem bilinmedik hem de çok tanıdık !!!
size, peyami safa'nın bir cümlesini iletmek isterim
" fikir/bilgi sahibi olmayı,mal mülk sahibi olmaya yeğlemeye başladığımızda bir şeyler değişecek !"
şimdilik fotoğraf hiç de iç acıcı değil bu manada ....
son sorunuza gelince; aslında bu sorunuzun yanıtı 550 yazıda ilmek ilmek emek emek var desem bilmem ne düşünürsünüz :)
şunu da hiç unutmayın; toplumların ömrü insanların ömründen çok daha fazladır...dolayısıyla doğrular ve yanlışlar da asırlar içinde kemikleşir...yanlışları aşmak dönüştürmek o yüzden imkansıza yakındır...hale bir de niyetiniz çok fazla değilse...
yazılarımı takip ettiğinize göre dolaylı cümleler kurmadğımı fark etmişsinizdir...benim durduğum yer burası...
cümlelerinizden benim gibi orta yaşlı olmadığınızı çıkarabiliyorum...gençlik hem büyük bir güçtür hem de insan ömrünün aşil topuğudur...gençliğinizi dolu dolu üreterek yaşamınızı dilerim...zaman tanımsız bir hızla akıyor cünkü...
sevgilerim selamım ve iyilik dileklerim değerli ece evren...
Önce genç olmadığımı, hayata biraz geç dâhil olduğumu, bayağı çeşitli sınavlardan geçerken sadece tecrübe kazandığımı, yani okuma ve yazma konusunda geç kaldığımı itiraf etmeliyim. 1950 doğumluyum. Fakat her hâlimden memnunum.
YanıtlaSilGenç düşünüyorum, öğrenme açlığımdan ve gençleri sevdiğimden.
Son sorum abes olmuş. Sizi daha çok okumam lazım. Okusaydım çoktan anlamış olurdum :) İlginç yazılarınız beni, sanki güzel bir melodi dinliyormuşum ruh hâline sürüklüyor.
Yuvanızda her zaman sağlıklı, sevgi, huzur ve mutluluk dolu günler geçirmeniz dileklerimle. Selam ve sevgilerimle.
sayın ece evren;
Silsiz hatırlatınca daha önceki yorumlarınızı da yayınladığımı anımsadım...gençlik bir ruh hali zaten :) hepimiz belirli yaşlardayız...ama ülkemize dair umutlarımızla genciz...
güzel diekleriniz hepimiz için olsun...mutluluk verici cümlelerinize de teşekkür etmek isterim gönülden...ben de size sevdiklerinizle güzellikler diliyorum....yeni yazılarda yorumlarda görüşmek umuduyla...
selam ve saygımla...
Bence bir ülke ne kadar çok tarihine, sanatına, sanatçısına sahip çıkıyor, saygı gösteriyorsa geleceğe emin adımlarla yürüyor demektir. Bunların olmadığı, değer görmediği bir ülkenin gelişmiş ve mutlu olabileceğini düşünemiyorum.
YanıtlaSilEllerine, yüreğine sağlık Murat. 🍀