dünya, çok zalim bir yer…
emperyalist dünya "çok çok çok daha
zalim " bir yer…
her sabah kalkıp çayı demlesek de
keyif kahveleri içtiğimizi sansak da
gelenevrakgideninsan replikleri
oynasak da
sevişsek dövüşsek
sigaralar yaksak da
aramıza
televizyonlar alıp filmler seyretsek de
günlük
hayatımızı sürdürüyor gibi yapsak da
kapitalist
ve emperyalist dünya çok çok çok zalim
bir yer…
şu
zalim dünyada yaşamış en güzel insanlardan olan bertrand russel olan biteni şu cümleyle
formüle etmiş yaşarken ;
“mutluluğun
sırrı ,
dünyanın
korkunç bir yer olduğu
gerçeğiyle
yüzleşmektir….”
*****
kıymetli şair ismet
özel de şu cümleleri kurmuştu waldo’lu kitabında ;
“
dünyaya gelmek , bir saldırıya uğramaktır…!!!
doğan bebek , havanın
ciğerlerine olan saldırısının verdiği acıyla haykırır. soğuk saldırır bize,
sıcak saldırır. açlığın, hastalığın, korkunun saldırılarını savuşturma yoluyla
yaşarız, hayatta
kalırız…
yaşıyor
olmak, savaşıyor olmaktan başka bir şey değildir. bir gün son nefesimizi
verdiğimizde bize yapılan ilk saldırıyı tamamen püskürtmüş oluruz.
savaş
bitmiştir…!!! ”
waldo
sen neden burada değilsin / ismet özel…
*****
türkçenin
yetiştirdiği en yaşayan şairlerden olan birhan keskin de dünyanın
zalimliğine , insanlar arası ilişkileri tarif eder gibi yaparak şerh düşer ;
"tecellinin
içinde ecel durur sevgilim, görmedin mi?
adaletin
içinde bir zalim oturur"
***
"insan,
insan ne ki, şeytanın bacağı kırık kalıyor insan derken."
***
“
beni bu dünyaya ağzımda bu zehirle bıraktığında
ben
senin kötü olduğunu anlamamak için çok çalıştım"
***
"biliriz
yan yana sokulmak bu dünyadaki yoksulluğumuzdan"
***
"benim
artık taş taşıyacak,
taş
kaldıracak, taş atacak
halim
mi var!" dizeleri
birhan
keskin’indir…
şu
cümleler de onundur ;
taş
parçası gibi oturan cümleler …
“
günler öylece kendi kendine geçsin diye
bir
camın arkasında durdum
bana
dokunmasın hiçbir şey
hiç
bir şey yarama merhem olmasın
iyileşecekse,
hiçbir şeysiz iyileşsin diye
bir
camın arkasında durup
akan
hayata ve zamana baktım.
bilirdim,
biliyordum, biliyorum
bittiğinde,
geçtiğinde,
azaldığında
sızı, iyileştiğinde
o
saman tadıyla karıştığında:
her
şey daha acı olacak."
****
dünya zalim bir yer…
terlikleri ayaklarında,
kırmızı kazaklı çocuklar
vuruyor kıyılara…
dünya zalim bir yer….
delinmiş botların yanında
bin kere daha batıyor insanlık …
aşk
da olsa
nefret
de olsa,
büyükbilançolu
şirketler de
küçük
bilançolu siyaset de olsa
çocukların
kıyılara
vura vura öldüğü
bir
dünya
çok
zalim bir yerdir…
siz
en
güzel takım elbiselerinizi giyip
ferah
salonlarınızda sıklamenler yetiştirseniz de
çocuklarınıza
özel okul indirimleri kazansanız da
rahlelerinize,
dualarınıza , kitaplarınıza sığınsanız
da
dünya
zalim, çok zalim…
bu
yüzden şunu da diyordu birhan keskin
“ ben seninle
sevgilim
mutsuz ama
bahtiyardım…”
bu
yüzden söyletiyordu oğuz atay roman karakterine
“bat
dünya bat….”
cümlesini…
şu yukarıdaki garip kertenkeleyi
babaannesi dedesinin yazlığının duvarında görüp çekerken yıllar önce umur
, inanın daha ben de bilmiyordum dünyanın bu kadar zalim bir yer olduğunu,
kıyılarımıza kırmızı kazaklı çocuklar vururken kendi derdimize düşeceğimizi ve insanın yalnızca birinin yanındayken mutsuzken de ,
bahtiyar olabileceğini…
( murat örem / 6 eylül 2015 /
ankara…)
-fotoğraf / umur örsan
örem / 2008-karaağaç/balıkesir-
Sevgili Dostum,
YanıtlaSildünyanın güzel ve yaşanası bir yer olduğunu haykırabilmek ve bunu çocuklara gösterebilmek ne muhteşem olurdu. ancak yaşadığımız dünya her geçen gün biraz daha içinden çıkılmaz ve kötülüklerin yaygınlaştığı bir yer haline dönüşüyor.
ne yazık ki hep birlikte bu gidişat içinde payımız var ve bizlere düşen eğer biraz vicdan sahibi insanlarsak utanmaktır.
selam ve saygılarımla.
Ahmet Talimciler.