Aşağıda bir yazı var…
Zaten bu blogda
yalnızca yazı var…
Aşağıda bir yazı var….
Zaten bu blogda
yalnızca insan var…
Aşağıda bir yazı var…
Galiba bu hayatta biz insanevladıinsanlar için
En çok ölüm
var…
Herkesin her şeyi kinayelerle ima ettiği bir çağda
Herkesin herkesten
kuşkulandığı şizofrenik zamanlarda ;
Ölüm hala var…
Kah kalp
krizi olarak var
Kah beyin
kanaması olarak var
Kah yengeç
/ kanser olarak var…
Kah trafik
kazası olarak var…
Aşağıdaki
hakiki yazı,
kardeşim Ayşın Örem Alptekinoğlu
imzalı…
Ayşın
bu cümleleri , uzun yıllar boyunca aynı
işyerinde çalışırken gülen yüzüyle her daim selamlaştığı ve hemen hepimiz gibi ekmek parasının peşinde koşan bir orta yaşlı adamın, üç beş gün önce, kucağındaki bisküvi kolisiyle merdivenlere yığılışının haberini aldıktan
sonra yazmış…
Ayşın
bu yazıyı , ölümün kara kuzgunu
alıcı kuş gibi avını pençeledikten sonra yazmış…
Ayşın
bu cümleleri özünden ve gözünden ağlayarak yazmış…
“Hayatın
hepimize sunulmuş bir armağan olduğunu….” unutmadan,
tekrar tekrar okuyun derim…
(
murat örem / 26 şubat 2014 / ankara….)
***************
“Öldünüz
mü ölmediniz mi, siz onu söyleyin!”
Siz öldünüz mü canım?
Öyle sessiz sedasız, bana haber
vermeden, çekip gittiniz mi yani?
Bir vakitler cümlelerinizi -bizzat
siz kendiniz kurarken-“Severim, sevmem” diye bitirirken, “Severdi, sevmezdi”
diye mi anlatıyorlar sizi.
Hiç utanmıyorlar!
Utanmaz onlar, boşuna beklemeyin!
İnsan yalnızca, sokağa tükürenler,
sümkürenler, trafikte sinyal vermeden arabayı önünüze kıranlar adına utanmıyor
işte. Kitap sayfası çevirir gibi yaşıyor herkes hayatı.
Benim gibi aynı kitabı dönüp dönüp,
altını çize çize okuyan aptal insan çok değil! Size zahmet, yakın çevrenize
söyleyiverin, paniğe kapılmasınlar.
Çok rica ederim, lafa tutmayın beni, öldünüz mü ölmediniz mi,siz onu söyleyin.
“Ölüyüm” diyeceksiniz,
o kadar.”
“Ö-lü-yüm!”
Bunu söylemek için
dilbilgisi filan bilmek gerekmiyor. Topu-topu 5 harf bilmeniz yeterli. Yo,
matematik biliyorum. “Ölüyüm” de, 6 harf var!”, farkındayım. “Ölüyüm” de 2 tane
ü harfi var AMA! Bağırmadan konuşun benimle, sizi gayet iyi duyabiliyorum.
Sesinizi yükseltmeyin! İnsanlığınıza hürmeten susuyorum. Bağırmayın dedim size.
Ba-ğır-ma-yın!
Öldünüz mü ölmediniz
mi, siz onu söyleyin!
Ölüler gömlek giyemez,
biliyor musunuz! Limon sarısı gömleğiniz bugün de idare ederdi. Attınız mı
kirliliğe yoksa? Karınız dırdırlanırsa “Ne çok kirletiyorsun, her her gün yeni
gömlek!” diye, gözünün ta içine bakın.
Susar o merak
etmeyin.
Ölüler kimsenin gözünün
içine bakamaz çünkü.
Çok yorulunca,- kalbi
250 filan atarken koşturmaktan- sadece çekenin anladığı-“of!”da diyemez Siz
çektiniz, ben kulaklarımla duydum.
İnanmayan gitsin mezarlığa. Çıt çıkmadı gördünüz mü?
Sabrım tükeniyor ama
artık, bir bakın da söyleyin!
Öldünüz mü?
Daha kaç defa daha
sormam gerekecek size.
Kızmadım. Yemin ederim
kızmadım size. Bağırmadım, sesim gür benim. Kardeşler içinde “döver gibi
konuşan” ım ben. Annem öyle der.
Şimdi bu döver gibi
konuşan ses ziyan mı olsun.
Bakın tekrar soruyorum
güzelce hem de hiç sinirlenmeden;
“Öldünüz mü?”
Duyamadım!
“Duyamadım!” dedim
size,
“ Duyamadım!!!”
(
Ayşın Alptekinoğlu / şubat 2014 / ankara…)
- fotoğraf / umur örsan örem / 2013 -
- fotoğraf / umur örsan örem / 2013 -