*"114" ayrı ülkeden günlük ortalama "500" ziyaret !
*her cümle "5846" sayılı yasa korumasında !
*fotolar "ekseriyetle" büyütülebilir !
*sağ alttaki küçük dünya ?

14 Mart 2018 Çarşamba

geçiyorum televizyonun başına…fooşş diye çeviriyorum şişenin kapağını…fulok fulok fulok diye doluyor bardak…stephen HAWKING'i anlatan herşeyin teorisi filmini bu kez "pür dikkat" izlemeliyim...





geçmiş günlerin ağustosu gitmek üzere….nasıl bir yağmur ve fırtına var ankara’da….öyle böyle  değil…sitenin bahçesindeki çam ağaçlarının  iğnelerini yumak yumak koparıyor…kopardığı yetmediği gibi bir de alıp 4. katın balkonuna kadar savuruyor…



gökyüzü kara kapkara…duman duman gökyüzü….bir misafir bekliyorum uzaklardan…aklım biraz da onda…uçaktan nasıl inecek taksiyi nereden bulacak…falan filan…aklımın bir yeri de küçük evlat  arda erhan’da…şemsiyesi var mı …taksiye binmesi gerekirse parası yanında mı…falan filan….


yağarken yağmur eserken fırtına,  akşam da bastırıyor…zaman akıyor…önce misafir giriyor kapıdan içeri…bir süre sonra da arda…ikisi de taksiden inip eve gelene kadar bile “sucuk”  olmuş…



derken bir mesaj düşüyor telefonuma …“herşeyin teorisi” filmi akşam 9’da mutlaka izleyiniz... diye…okuyorum mesajı ama filmi pür dikkat izlemem zor…çünkü evde misafir var…misafire anlatmam gerekenler var, onu dinlemem gerekenler var…bölük pörçük konuşup yarım gözle bakarken ekrana,  üç kişi iki lokma yerken biz, film de bitiyor gecenin 11’inde….

 “çat”  diye bir mesaj daha geliyor telefonuma ; hawking'li bir film izledim başarmışlar..." minvalince yazılmış cümleler…filmi yarım yamalak izlediğim için birleştiremiyorum mesajdaki cümlelerle hikayedeki parçaları…


 “iyi bir şey mi söyledin yoksa kötü bir şey mi :)))” diye yazıyorum ben de…“ iyi bir  şey söyledim . filmi izlemedin mi yoksa sen ?” diye geliyor cevap !!!


kem küm edip top çeviriyorum emojilerle, gülen adamlarla…ertesi gün hem çok garip hem de mutlaka beklediğim şeyler oluyor…kopuyor dananın kuyruğu; bir rüzgar daha esiyor….bu kez kopmuyor çam ağaçlarının iğneleri ama olması gerekenler oluyor….


hukukçulara da fikir olsun diye bir  tabirle söylersem ; esas yönünden kusurunuz olmasa da usulde büyük hatanız varsa , usuldeki yanlış esasın doğruluğunu da yutabilir…ve usulde tümüyle hatalı olursanız  esasta pir ü pak olmanıza bakmaz sizi en çok sevenler ve hayat  bile :)))) tam da oradayım işte !!! 


aradan iki gün geçiyor….bir not düşüyor telefonun ekranına…herşeyin teorisi filminin tekrarı digiturk yayınımızın şu kanalında şu saatte…diye…


arda arkadaşlarıyla akşam gezmesinde…

ev sessiz….ben yalnızım…

muhtemelen artık uzunca süre öyleyim…

çünkü  cezalandırılmanın da

yalnız kalmanın da vahşi bir tadı var :)))



bu kez geçiyorum televizyonun başına….

fooşş diye çeviriyorum şişenin kapağını…

fulok fulok fulok diye doluyor bardak…

çıtır çıtır  çıtır ediyor dişlerimin arasında patates cipsleri…


zorluyorum kendimi başladığım filmi bitirmek için….

çünkü çok çabuk sıkılan ukala bir izleyiciyim ben…

senaryoda kusur bulurum, dublajda kusur bulurum…

oyuncuların yeteneklerine takılırım…

hiçbir şey bulamasam , şu filmi izlerken 50 sayfa okurum diye diye  yan çizerim…bırakırım filmi izlemeyi…

yapmıyorum bu kez böyle bir şey…

başladığım filmi bitiriyorum…

çünkü hakikaten çok emek verilmiş bir film var…

çünkü hakikaten çok emek verilmiş bir hayat var…

stephen hawking var…onu önce çok önemseyen sonra  adım adım ondan uzaklaşan hawking’in karısı jane’in hayatı var…. aralarındaki bağ var...ortak evlatları var...


film bittiğinde söndürülmüş izmaritleri sayıyorum…sonra telefona gidiyor elim…iki gün önceki mesaja bir daha bakıyorum…okuyorum tane tane….bir daha bir daha okuyorum…“hakikaten iyi bir şey yazmışsın, şimdi anladım...ama, too late :)))  ” diyorum aralık kalmış pencereden üfleyerek nefesimi…



bu kaçınçı gol, kendi kalene bile isteye :))) yahu beyim :)) diyorum…

bugün alınca ölüm haberini yüzyılın dehasının oturup bu yazıyı yazıyorum filmi ve STEPHEN HAWKING'ı  anarak...


tavsiyem olsun siz okurlara ne yapın edin herşeyin teorisi filmini mutlaka ama mutlaka izleyin hawking'i uğurlamamızın ardından....

            ( murat örem / 14 mart 2017 / ankara....) 




























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder