*"114" ayrı ülkeden günlük ortalama "500" ziyaret !
*her cümle "5846" sayılı yasa korumasında !
*fotolar "ekseriyetle" büyütülebilir !
*sağ alttaki küçük dünya ?

23 Aralık 2014 Salı

çingeneler zamanı / dom za vesanje / time of the gypsies....



         1990’ların başında izlemiştim bu filmi…
         Ankara’nın maltepe’sindeki “gölbaşı” sinemasında…
        
Hayatın üstüme üstüme geldiği zamanlardı…
Bir çok fobinin tavan yaptığı zamanlardı…
İki yalnız insanın birbirine sığınıp yaslandığı zamanlardı…
ve karanlıktan ,  kapalı mekanlardan  bunalmamayı öğrenecek  kadar yaşlanıp hayat arsızı olmadığım genç zamanlarımdı…

Genellemeden , kimseleri kırıp dökmeden söylemek isterim ki ;
Yaş almak , büyümek , yaşlanmak
biraz da hayat arsızı olmak galiba…

Artık hiçbir şey beni şaşırtmıyor  eskisi kadar…
Ne dakikada 120’nin üzerinde çarpan kalbim…
Ne uzaklardan gelen telefonun sesi…
Ne de dünyanın bu kadar puşt bir yer olması…

1990’ların başında izlemiştim bu filmi…
         Ankara’nın maltepe’sindeki “gölbaşı” sinemasında…
Yanımda Ahilez vardı…
Yanımda gençliğim vardı…
Yanımda inatçılığım vardı…
Yanımda “güzel günler göreceğiz çocuklar..” diyen ses vardı…

Allah var  ;  güzel günler gördüm…
Çok güzel günler gördüm…

Çıktığım her yolda hiç kimseye ama hiç kimseye müdana etmeden aklımın ve emeklerimin beni varabileceğim en yüksek yerlere taşıdığını gördüm…

Sıcak bir çorbayı içerken etrafımda dolanan çocuklarımın büyüdüğünü olgunlaştığını gördüm…

Daha büyüklerimin sağlık içinde yaş aldıklarını , yaşlandıklarını gördüm…

Bir evin içinde, bir hayatın içinde  yaşanan her şeyi gördüm…

Bugün,  gün biterken aklıma gelen şu aşağıdaki müzik ve o unutulmaz film  taa nerelere  götürdü beni…

Aradan geçen zamanı düşünürken ,
kendimi bildiğimden beri
kalabalıkların içinde kaybolmadığım
eğilip bükülmediğim
kendim olabildiğim
insan olmaya ve insan kalmaya çabaladığım….
için bir kez daha önemsedim kendimi…

İyi ki dedim kendi kendime…
İyi ki dedim…..
ve doldurdum iyi ki’lerin içini geçmişe ait onlarca yüzlerce hikayeyle…

gene doğsaydım 1960’larda…
gurur duyardım 68 hareketiyle…

gene baba olsaydım gene aynı duyarlıkla bakmalarına çabalardım çocuklarımın hayata…

gene evlat olsaydım aynı didişmeleri yaşardım sevgimi saygımı bir gram azaltmadan…

insanlığın uydurduğu zaman dilimlerinden olan bir yıl daha biterken şu şarkıyı iyi dinleyin…

ve ederlezi adındaki bu şarkının bizim de kültürümüzde olan hıdrellez olduğunu hiç unutmayın…

                       ( murat örem / 23 aralık 2014 / ankara…) 


1 yorum:

  1. MÜJGAN--TAŞKIN ÖREM : Yaşamını,tırnaklarınla kazıyarak geldiğin mevkileri,çabalarını çok güzel anlatmışsın.Çok kitap okumana yardımcı olmak dışında iş bulmanda her hangi bir yardımda bulunamadık.Çünkü bu görüşlerimize ve felsefemize Tersti, biliyorsun.İyi de etmişiz.
    SEVGİLER.

    YanıtlaSil