“ biliyorum
matarada su
torbada ekmek
ve kemerde kurşun değil
şiir
ama yine de
matarasında su
torbasında ekmek
ve kemerinde kurşun
kalmamışları
ayakta tutabilir
biliyorum
şiirle şarkıyla olacak
iş değil bu
dalda narı
tarlada ekini kızartmaz
güvercin gurultusu
ama yine de
diller arasında bıçak
gibi parlar kavgada
şiirin doğrultusu
göz güzü görmez olmuş
tek bir ışık bile yok
yürek bir yaralı
şahindir
döner boşlukta
belki bir şiir
belki bir şiir
kırıntısı
çalar kapımızı umutsuz
karanlıkta
yoklar yüreğimizi
iğilir yaramıza
dağıtır korkumuzu
ve karşı tepelerden
gürül gürül bir kalk
borusu”
( hasan hüseyin
korkmazgil…)
........
bazen bir rüzgar eser
koptu sanılan incecik dallar
esner esner ayakta kalır da ;
"asla yıkılmaz " denilen
kocaman bir çınar
KÜTTT diye devriliverir....
"ağacın kurdu özündedir..." çünkü...
bir de ne manalıdır şu şarkının sözleri;
" bir gün
çok bunalırsan
denizin dibinde
yosunlara takılmış gibi
çok bunalırsan
denizin dibinde
yosunlara takılmış gibi
soluksuz...
sakın unutma gökyüzüne bakmayı
gökyüzü senindir
gökyüzü herkesindir ..."
sakın unutma gökyüzüne bakmayı
gökyüzü senindir
gökyüzü herkesindir ..."
şimdi uzun uzun
gökyüzüne bakma zamanı...
ama bunalmadan
ama bunalmadan
ama kırılıp dökülmeden
ve her şeye inat
umudunu çoğaltarak
umudunu çoğaltarak
( murat örem / 25 eylül 2014 / ankara...)
- resim / yalçın gökçebağ -
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder