İnsan,
insana en kötü ne yapar…
İnsan,
insanla en fazla ne yapar…
İnsan
insan/sız/lığın en yüksek neresindedir…
Bundan
tam 20 yıl önce 27 yaşında 8 aylık kısa dönem
asker/çavuş genç adamdım…
Bundan
20 yıl önce tam 1 yaşını doldurmuş erkek evlat sahibi bir genç adamdım…
Şimdi
, biri 21 diğer 17 yaşında , vakti saati gelince asker de olacak
iki erkek evlat sahibi orta yaşlı bir
adamım…
Şimdi
, çoktan
sefer görev emrinden düşmüş orta yaşlılığın içinde bir ak saçlı adamım…
Sefer görev emrinden
düşmek, yaradan esirgesin ülken alacakaranlık kuşağına düştüğünde, düşman
kapına dayandığında “ben askerlikten düştüm…” diyerek bir kenarda beklemenin karşılığı değildir
bizler için…Sefer görev emrinden düşmek, vatan sevme görev emrinden düşmek
değildir çünkü…
Bundan
tam 20 yıl önce , çoluk çocuk, genç ihtiyar sefer görev emrindeydi, vatan emrindeydi
Srebrenitsa’da
, o kaypak düşmanın elindeki ölümü
binlerle yaşarken…
Bundan
20 yıl önce bir vicdan yarasıydı dünyanın tam ortasındaki Bosna-Hersek…
Bir
dönemin imrenilen ve dünya üzerinde bağlantısız olarak tanımlanan Yugoslayva’nın
lideri Mareşal Tito, ölümünden çok kısa süre önce şunu demişti;
“çok
kültürlü çok farklı etnik yapısıyla
Yugoslavya
kristal bir küredir…
Korkarım,
ben
öldükten sonra
bu
küre paramparça olacak…”
Aynen
öyle oldu…!!!!!!
1. Dünya Savaşı dahil , insanlığın başındaki bir çok tarihi melanette ne hikmetse başrol oynamaya meraklı bir halk:
Saraybosna’yı ateşin tam içine atarken
diğeri de o ateşe habire odun atmayı yeğledi…
Bundan
20 yıl önce dünya , bir büyük kıyımı seyretti, seyretti, seyretti…
Aradan
20 yıl geçti…
Ömürlerimiz
geldi geçti, geçiyor…
Bizim
ömür saatimiz işlerken Bosna’da
binlerce insanın ömür saati işlemeden durdu…
Çocuklar,
kadınlar, anneler , evlatlar yaşamadan öldü…
Yaşayanlar
bugünlere ölüme inat geldiler…
O
zor zamanların Aliya’sı , dünya insanlık tarihinin en acılı lider insanlarından, Bosna’nın çocuğu
Aliya İzzetbegoviç ölümünden önceki
son şiirinde şunu demişti ;
“Dik
dur!
Yıldızların
altında nasıl başı eğik durursun
Hangi
yoldan gidersen git
Sonunda
ölüm bekliyor
Ve
her şey felaketle sonuçlanıyor
Sen
de öleceksin
Bu
dünya da ölecek
Bu
yüzden dik dur…”
Saraybosna dik
durdu…
Ölümü
bile bile yaşaya yaşaya dik durdu…
Bu
cümleler de bir güzel halkın acılarının
20. yılında , onurlu direnişinin önünde bitmeyen saygıyla yazıldı…
(
murat örem / 12 temmuz 2015 / ankara…)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder