*"114" ayrı ülkeden günlük ortalama "500" ziyaret !
*her cümle "5846" sayılı yasa korumasında !
*fotolar "ekseriyetle" büyütülebilir !
*sağ alttaki küçük dünya ?

22 Temmuz 2020 Çarşamba

bir SUSURLUK kitabı...ingilizceden çeviren susurluk'un evladı "feyyaz POLAT" bu kitabı alın. başka SUSURLUK da başka TÜRKİYE de yok...!


son söyleyeceğimi  "EN BAŞTAN"  
epeyi de  üzülerek söyleyeyim...

bu "SUSURLUK" kitabı
başka koşullarda yayınlansaydı
çok daha profesyonel reklamı yapılırdı...


çünkü bu kitap 
genellikle yapıldığı gibi

"ben de sayıklamalarımı  
matbaaya gidip
hikaye ! diye bastırayım
hevesimi bir de buradan alayım..."
kitabı asla ! değil...

yine üzüntüyle söylüyorum ki
kitabın kapağında 
alakasız bir suluboya çalışma yerine
tarihi bir susurluk fotoğrafı da
MUTLAKA olmalıydı... 

kitabın 
GİRİŞ ve ARKA KAPAK yazıları da
çok daha çarpıcı olmalıydı...

bu kitap bunca sessizlikle yayına
VERİLMEMELİYDİ...


çünkü bu kitapta ülkemizin de sosyolojik raporu  var
hem de kılcal damarlarına kadar...
 
evet başka koşullarda yayınlansaydı bu kitap
bütün kitap eklerinde ve dergilerde 
hakkında yorumlar yapılırdı...yazılırdı...



kitabı okuduğunuzda
her akşam koşa koşa gittiğiniz  
"susurluk parkının"
1960 darbesinden sonra !!! 
nasıl gerilimle  yapıldığını
en ince ayrıntısına kadar bileceksiniz...

ve parkın geçmişte mezarlık :(  olduğunu
tam açılış günü büyük sel yaşandığını
halkın bu olayı büyük çoğunlukla 
yatırları  ve mezarları yıkmayla ilişkilendirdiğini
bu kez yazıyla öğreneceksiniz...

şeker fabrikasının açılmasının 
susurluk halkının ekonomik koşullarına 
nasıl büyük İVME kazandırdığını
okuyacaksınız, belgeli cümlelerle...

ve tarihsel olarak ülkede ve susurluk'ta da görülen
"MENDERES'le"  başlayan 
sağ siyasi ekolü sahiplenmenin 
refah artışına dayalı  
gerçek nedenlerini göreceksiniz..
bu sahiplenmenin 
"ekonomik haklılığını" 
anlayacaksınız...


susurluk'un 
özellikle 1950 - 1960 arasında yakaladığı 
ekonomik sıçramadan sonra,
1960 darbesi (!) ve sonrasında yaşanan 
yerel seçim iptali uygulamaları da 
bütün örnekleri ve tanıklarıyla var kitapta.


AKIN minibüslerinin tarihi de var...
24 HAZİRAN gazetesinin kuruluşu da...
çarşamba pazarının yerel tarihteki yeri de...

 
kitapta , susurluk'tan yola çıkarak yapılmış
güçlü gözlem ve analizler satırlarda geziniyor...

yazar magnarella, çok zeki ve birikimli bir akıl...
antropolog & insan bilimci...

ülkemiz kültürüne dair 
ayakları yere sağlam basan
gözlemler analizler ve gelecek öngörüleri yapmış...

ramazan güzelliğimiz olan PİDEye dair bile
çok çarpıcı analizleri var...
bu örneği, kültürümüze ne kadar vakıf olduğunu
vurgulamak için yapıyorum...


zaten kitabı okurken göreceksiniz ki, 
magnarella, bir susurluklu ailenin yanında kalıyor aylarca
ve "ah(i)ret kardeşliğini" dahi bilip anlatıyor...


bu kadar  güçlü  
"Türk"ve"İslam"  kültürümüzün içine doğup da 
bir çok zenginliğimizi küçümseyen (yerli) oryantalistler
50 yıl önceki emek çaba ve bilgi karşısında biraz düşünmeliler..
hatta utanmalılar da....


siz de bu yazıyı okuduktan sonra
gerekirse kendi aranızda birlik olup
bu kitaptan 
200 adet 
500 adet
topluca getirtin...

bunu MUTLAKA yapın.


böyle düşünmezsiniz ama 
ben yine de hatırlatayım; 
LÜTFEN 15 liranın  & 20 liranın
cimriliğini yapmayın.
 
çünkü hemşehrilik yalnızca facebooklarda falan olmaz...
tarih bilinci ve hemşehrilik böyle günlerde olmalıdır...
böyle eserlere, emeklere  sahip çıkarak olmalıdır...

kitabın biz susurluklular için bir başka anlamı da
1960'ların ikinci yarısının susurluk'una dair her şeyi 
bütün olaylarıyla insanlarıyla  aktarması...

kitabı okuyanlarınız içinden
özellikle belirli yaş grubundan
büyüklerinin anılarıyla karşılaşacak 
o kadar çok isim olacak ki...

şaşıracaksınız...


ben kitabı okuyalı bir hafta oldu ama
bir haftadır zihnimin içinde bu yazımı kurguladım
nereden başlayayım nasıl anlatayım diye diye
dolandım durdum evin içinde...

sonrasında da 
"sen hele bir yazıya başla, 
arkası zaten gelir murat örem :))) "
dedim...


250 sayfalık  kitabı özetlemek bir yazıda mümkün değil.
aktarmak istediğim o kadar çok detay olsa da...

sizlere kitabı özetlemeyeceğim...

ben bir pencere açayım bu yazıyla
siz o pencereden kapıdan girip gezinin
1970'lerin eşiğindeki susurluk ve Türkiye'sinde...

kitabın yazarı magnarella; italyan asıllı bir amerikalı.
italyancayı çağrıştıran adından da tahmin edebilirsiniz 
benim gibi kitaplara tarihe ve isimlere meftunsanız...
ciddi çalışmalar yapmış ABD'li akademisyen magnarella.
bu kitap harvard üniversitesinde dosya olarak da yayınlanmış.


italyan asıllı yazarla 
kitabın ardından Türkçe de yazıştık.
o kadar da hakim yazı dilimize bile...
bugün 80 yaşında ve üretmeye devam ediyor ABD'de.


basit bir hesapla uzun yıllar geçirdiği susurluk'a geldiğinde 
30'lu yaşların eşiğindeymiş magnarella...


1960'ların ikinci yarısında
susurluk'ta uzun yıllar kalmış MAGNARELLA  ama
ülkemizin başka bir çok yerini de gezmiş ve yazmış yıllar içinde...

tam burada 

"evladımız daha 30'ların başında
hele biraz daha aylaklık etsin
nasıl olsa günün birinde hayata karışır !!!
bizim de kıyıda köşedekilerimiz idare eder !"
diyen anne babalar varsa, şu  cümlemi iyi okuyun...

"20'li yaşların 
özellikle ikinci yarısından itibaren
her evlat, bedenen ya da fikren 
üretken olmak zorundadır
bahane yaratmadan..."


konuya ve kitaba dönersek;
ben kitabı, tesadüfen internette gezerken gördüm...
susurluk ibaresini görünce hemen siparişi verdim...
25 lira bedeli olan çalışma kitapyurdu üzerinden
15 lira bedelle ve 3 günde geldi ankara'ya...

elbette böyle bir kitabın çevirmenini de çok merak ettim...
feyyaz polat ismini görünce, internet sağolsun
bir kaç kısa araştırmayla ulaştım feyyaz'a...
o da varolsun, centilmenlikle hemen döndü bana...

susurluk evladıydı feyyaz  da ne mutlu ki...
ben gazeteci refleksimle sorularımı sıraladıkça
çok mutluluk verici şekilde anladık ki, 
feyyaz'ın annesi, Atatürk ilkokulunda 
asil ve güzel annem müjgan hocanımın 
5 yıl talebesi olmuş 1970'lerde...




feyyaz'ın gönderdiği fotoların diğerinde
okul mezuniyeti için çekilen sınıfın başında
rahmetli okul müdürü ERDAL EREN amcam da var...
ne klas insandı erdal amca da her yönüyle...

feyyaz'la telefon görüşmemizin ardından
şaşkınlık ve mutlulukla hemen aradığımda annemi
feyyaz'ın annesini tak diye hatırlayıp, 
bir de evlenmeden önceki soyadını söyleyiverdi
canım müjgan hocam...

bir kez daha anladım;
zihin hafıza bilgi ve zeka yönünden 
hem anne hem babadan
ne kadar zengin bir evlat olduğumu...
şükürler olsun....

yazının başına dönersem; 
ben bu kitapla ilgili sayfalarca yazabilirim...
ama burada bırakacağım....


fakat şunu da ekleyeyim
taa 1970'de magnarella, 
dünya için ve gelişmekte olan ülkeler için
öyle bir gelecek öngörüsü yapmış ki

tam isabet...olmuş...
şu salgın dahil 
buna bile ihtimal olarak değinmiş....


-bu arada, tarihi, kendince(!) bilenler
her şeyin altında bir şey arayanlar 
magnarella'yı o dönem ülkemizde bulunan
ve soru işaretleriyle karşılanan
ABD'li BARIŞ GÖNÜLLÜLERİ'nden sanabilir.
olabilir de...


olup da saklamış da olabilir...
hiç alakası da olmayabilir...
kitapta satır aralarında değinmiş de olabilir...

ama bendeki ana izlenim
öncelikle SOSYAL BİLİMCİyle
antropologla hatta gelecek bilimciyle
karşı karşıya olduğumuz...


ve SUSURLUK'
hatta  o dönemin Türkiye'si ve dünyasını 
çok çok iyi gözleyip analiz ettiği yönünde...
bu ara bilgiyi de , barış gönüllüleri konusunu da 
septik (abartılı şüpheci) okurlar için
detaylıca vermiş olayım-



ve şimdi yazının sonunda 
kitabı ingilizceden başarıyla çeviren 
sevgili FEYYAZ POLAT kardeşime & hemşehrime
tarifsiz emekleri için bir kez daha 
GÖNÜLDEN teşekkür edeceğim...

bir kez daha
BİN KEZ daha söylüyorum; 
ülkemizin bütün sosyal bilimler fakültelerinde
ve sosyoloji bölümlerinde 
kaynak  olacak kadar iyi  olan
bu kitabı  alın...

siz okumasanız da 
yakınlarınız okusun diye alın.
çocuklarınıza kalsın diye alın...

SUSURLUK'umuzun hatırı için alın...
FEYYAZ POLAT kardeşimin emekleri için alın...
yaşadığınız yerin, nereden nereye geldiğini
belgelerle öğrenmek için alın....

kızdırmayın beni; 
alın şu kitabı yahu...
başka SUSURLUK yok işte....

hadi, hepinize sevgiler...

büyüklerin ellerinden
küçüklerin gözlerinden öperim...

akranlarıma yaşıtlarıma da, 
oralara geldiğimde 
bir kaç susurluk manisi okurum
DAVUDİ sesimle :))
olma mı :))

( 21 temmuz 2020 / ankara / murat örem )


-kitabı yayınlayan DORLİON yayınevine de teşekkürler-
                                   birsen tezer / BALIKESİR





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder