*"114" ayrı ülkeden günlük ortalama "500" ziyaret !
*her cümle "5846" sayılı yasa korumasında !
*fotolar "ekseriyetle" büyütülebilir !
*sağ alttaki küçük dünya ?

22 Ağustos 2016 Pazartesi

kavanozdaki kahve acılaştı turgut uyar...her şeyden hiçbir şey kalmaz oldu ...





lise bitmişti…
yaz geçip gitmişti…


başımda  bin türlü rüzgar esiyordu…
istanbula gidecektim üniversiteli olmak için…


tatilde de  okumuştum yine…
yazacağım zamanlara daha vardı…


yıllar sonra karşıma çıkan biri
“bu işler böyledir, 
kimi yazar yorulur, 
kimi gezer yorulur....”
diyecekti günün birinde…


ben, gezip yorulanlardan olmamıştım hiçbir zaman …
olmayacaktım da…


ömrüm boyunca
okuyup yorulanlardan olmuştum…
yazıp yorulanlardan olmuştum…
düşünüp yorulanlardan olmuştum…
memleketine kahırlanıp yorulanlardan olmuştum…


o yaz tatilinde de elimde  kitaplar vardı…
dergiler gazeteler vardı...
iyi bir okurdum….


yıllar boyunca zehirli oklar misali konuşup
“bunca kitabı okudun da ne oldu” diyelerin
yavan cümlelerini de  duymamıştım daha…



gereksiz dengeler kurma refleksiyle
aynı şeyi söylüyorsunuz diye panikleyen 
şaşkın yüzleri de görmemiştim…


ki  çok  emek vermişti o yüz kendisine  
aynalar paramparça dağılıp kırılmadan önce…


lise bitmişti…
yaz geçip gitmişti…


başımda  bin türlü rüzgar esiyordu…
istanbula gidecektim üniversiteli olmak için…


bir gün gazeteyi açtığımda gördüm o haberi ;
“şair turgut uyar 58 yaşında ölmüştü…”
tarih yine 22 ağustostu….


yıl  taaaa 1985’ti…
ben 17 yaşındaydım…


o zaman kelimeleri seviyordum…
cehaleti sevmiyordum…

bugün
cehaletten ve cahillerden  tiksiniyorum…


kelimeleri ihtimamla çoğaltan şairdi turgut uyar…

en büyük ustalık hep acemi kalabilmek diyebilendi…

her şeyden biraz kalır …diye diye yazandı…


artık ne kaldıysa...
ne kalacaksa...

(murat örem / 22 ağustos 2016 / ankara )
söz / turgut uyar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder