son söyleyeceğimi "EN BAŞTAN"
epeyi de üzülerek söyleyeyim...
bu "SUSURLUK" kitabı
başka koşullarda yayınlansaydı
çok daha profesyonel reklamı yapılırdı...
çünkü bu kitap
genellikle yapıldığı gibi
"ben de sayıklamalarımı
matbaaya gidip
hikaye ! diye bastırayım
hevesimi bir de buradan alayım..."
kitabı asla ! değil...
yine üzüntüyle söylüyorum ki
kitabın kapağında
alakasız bir suluboya çalışma yerine
tarihi bir susurluk fotoğrafı da
MUTLAKA olmalıydı...
kitabın
GİRİŞ ve ARKA KAPAK yazıları da
çok daha çarpıcı olmalıydı...
bu kitap bunca sessizlikle yayına
VERİLMEMELİYDİ...
çünkü bu kitapta ülkemizin de sosyolojik raporu var
hem de kılcal damarlarına kadar...
evet başka koşullarda yayınlansaydı bu kitap
bütün kitap eklerinde ve dergilerde
hakkında yorumlar yapılırdı...yazılırdı...
kitabı okuduğunuzda
her akşam koşa koşa gittiğiniz
"susurluk parkının"
1960 darbesinden sonra !!!
nasıl gerilimle yapıldığını
en ince ayrıntısına kadar bileceksiniz...
ve parkın geçmişte mezarlık :( olduğunu
tam açılış günü büyük sel yaşandığını
halkın bu olayı büyük çoğunlukla
yatırları ve mezarları yıkmayla ilişkilendirdiğini
bu kez yazıyla öğreneceksiniz...
şeker fabrikasının açılmasının
susurluk halkının ekonomik koşullarına
nasıl büyük İVME kazandırdığını
okuyacaksınız, belgeli cümlelerle...
ve tarihsel olarak ülkede ve susurluk'ta da görülen
"MENDERES'le" başlayan
sağ siyasi ekolü sahiplenmenin
refah artışına dayalı
gerçek nedenlerini göreceksiniz..
bu sahiplenmenin
"ekonomik haklılığını"
anlayacaksınız...
susurluk'un
özellikle 1950 - 1960 arasında yakaladığı
ekonomik sıçramadan sonra,
1960 darbesi (!) ve sonrasında yaşanan
yerel seçim iptali uygulamaları da
bütün örnekleri ve tanıklarıyla var kitapta.
AKIN minibüslerinin tarihi de var...
24 HAZİRAN gazetesinin kuruluşu da...
çarşamba pazarının yerel tarihteki yeri de...
kitapta , susurluk'tan yola çıkarak yapılmış
güçlü gözlem ve analizler satırlarda geziniyor...
yazar magnarella, çok zeki ve birikimli bir akıl...
antropolog & insan bilimci...
ülkemiz kültürüne dair
ayakları yere sağlam basan
gözlemler analizler ve gelecek öngörüleri yapmış...
ramazan güzelliğimiz olan PİDEye dair bile
çok çarpıcı analizleri var...
bu örneği, kültürümüze ne kadar vakıf olduğunu
vurgulamak için yapıyorum...
zaten kitabı okurken göreceksiniz ki,
magnarella, bir susurluklu ailenin yanında kalıyor aylarca
ve "ah(i)ret kardeşliğini" dahi bilip anlatıyor...
bu kadar güçlü
"Türk"ve"İslam" kültürümüzün içine doğup da
bir çok zenginliğimizi küçümseyen (yerli) oryantalistler
50 yıl önceki emek çaba ve bilgi karşısında biraz düşünmeliler..
hatta utanmalılar da....
siz de bu yazıyı okuduktan sonra
gerekirse kendi aranızda birlik olup
bu kitaptan
200 adet
500 adet
topluca getirtin...
bunu MUTLAKA yapın.
böyle düşünmezsiniz ama
ben yine de hatırlatayım;
LÜTFEN 15 liranın & 20 liranın
cimriliğini yapmayın.
çünkü hemşehrilik yalnızca facebooklarda falan olmaz...
tarih bilinci ve hemşehrilik böyle günlerde olmalıdır...
böyle eserlere, emeklere sahip çıkarak olmalıdır...
kitabın biz susurluklular için bir başka anlamı da
1960'ların ikinci yarısının susurluk'una dair her şeyi
bütün olaylarıyla insanlarıyla aktarması...
kitabı okuyanlarınız içinden
özellikle belirli yaş grubundan
büyüklerinin anılarıyla karşılaşacak
o kadar çok isim olacak ki...
şaşıracaksınız...
ben kitabı okuyalı bir hafta oldu ama
bir haftadır zihnimin içinde bu yazımı kurguladım
nereden başlayayım nasıl anlatayım diye diye
dolandım durdum evin içinde...
sonrasında da
"sen hele bir yazıya başla,
arkası zaten gelir murat örem :))) "
dedim...
250 sayfalık kitabı özetlemek bir yazıda mümkün değil.
aktarmak istediğim o kadar çok detay olsa da...
sizlere kitabı özetlemeyeceğim...
ben bir pencere açayım bu yazıyla
siz o pencereden kapıdan girip gezinin
1970'lerin eşiğindeki susurluk ve Türkiye'sinde...
kitabın yazarı magnarella; italyan asıllı bir amerikalı.
italyancayı çağrıştıran adından da tahmin edebilirsiniz
benim gibi kitaplara tarihe ve isimlere meftunsanız...
ciddi çalışmalar yapmış ABD'li akademisyen magnarella.
bu kitap harvard üniversitesinde dosya olarak da yayınlanmış.
italyan asıllı yazarla
kitabın ardından Türkçe de yazıştık.
o kadar da hakim yazı dilimize bile...
bugün 80 yaşında ve üretmeye devam ediyor ABD'de.
basit bir hesapla uzun yıllar geçirdiği susurluk'a geldiğinde
30'lu yaşların eşiğindeymiş magnarella...
1960'ların ikinci yarısında
susurluk'ta uzun yıllar kalmış MAGNARELLA ama
ülkemizin başka bir çok yerini de gezmiş ve yazmış yıllar içinde...
tam burada
"evladımız daha 30'ların başında
hele biraz daha aylaklık etsin
nasıl olsa günün birinde hayata karışır !!!
bizim de kıyıda köşedekilerimiz idare eder !"
diyen anne babalar varsa, şu cümlemi iyi okuyun...
"20'li yaşların
özellikle ikinci yarısından itibaren
her evlat, bedenen ya da fikren
üretken olmak zorundadır
bahane yaratmadan..."
konuya ve kitaba dönersek;
ben kitabı, tesadüfen internette gezerken gördüm...
susurluk ibaresini görünce hemen siparişi verdim...
25 lira bedeli olan çalışma kitapyurdu üzerinden
15 lira bedelle ve 3 günde geldi ankara'ya...
elbette böyle bir kitabın çevirmenini de çok merak ettim...
feyyaz polat ismini görünce, internet sağolsun
bir kaç kısa araştırmayla ulaştım feyyaz'a...
o da varolsun, centilmenlikle hemen döndü bana...
susurluk evladıydı feyyaz da ne mutlu ki...
ben gazeteci refleksimle sorularımı sıraladıkça
çok mutluluk verici şekilde anladık ki,
feyyaz'ın annesi, Atatürk ilkokulunda
asil ve güzel annem müjgan hocanımın
5 yıl talebesi olmuş 1970'lerde...
feyyaz'ın gönderdiği fotoların diğerinde
okul mezuniyeti için çekilen sınıfın başında
rahmetli okul müdürü ERDAL EREN amcam da var...
ne klas insandı erdal amca da her yönüyle...
feyyaz'la telefon görüşmemizin ardından
şaşkınlık ve mutlulukla hemen aradığımda annemi
feyyaz'ın annesini tak diye hatırlayıp,
bir de evlenmeden önceki soyadını söyleyiverdi
canım müjgan hocam...
bir kez daha anladım;
zihin hafıza bilgi ve zeka yönünden
hem anne hem babadan
ne kadar zengin bir evlat olduğumu...
şükürler olsun....
yazının başına dönersem;
ben bu kitapla ilgili sayfalarca yazabilirim...
ama burada bırakacağım....
fakat şunu da ekleyeyim
taa 1970'de magnarella,
dünya için ve gelişmekte olan ülkeler için
öyle bir gelecek öngörüsü yapmış ki
tam isabet...olmuş...
şu salgın dahil
buna bile ihtimal olarak değinmiş....
-bu arada, tarihi, kendince(!) bilenler
her şeyin altında bir şey arayanlar
magnarella'yı o dönem ülkemizde bulunan
ve soru işaretleriyle karşılanan
ABD'li BARIŞ GÖNÜLLÜLERİ'nden sanabilir.
olabilir de...
olup da saklamış da olabilir...
hiç alakası da olmayabilir...
kitapta satır aralarında değinmiş de olabilir...
ama bendeki ana izlenim
öncelikle SOSYAL BİLİMCİyle
antropologla hatta gelecek bilimciyle
karşı karşıya olduğumuz...
ve SUSURLUK'u
hatta o dönemin Türkiye'si ve dünyasını
çok çok iyi gözleyip analiz ettiği yönünde...
bu ara bilgiyi de , barış gönüllüleri konusunu da
septik (abartılı şüpheci) okurlar için
detaylıca vermiş olayım-
ve şimdi yazının sonunda
kitabı ingilizceden başarıyla çeviren
sevgili FEYYAZ POLAT kardeşime & hemşehrime
tarifsiz emekleri için bir kez daha
GÖNÜLDEN teşekkür edeceğim...
bir kez daha
BİN KEZ daha söylüyorum;
ülkemizin bütün sosyal bilimler fakültelerinde
ve sosyoloji bölümlerinde
kaynak olacak kadar iyi olan
bu kitabı alın...
siz okumasanız da
yakınlarınız okusun diye alın.
çocuklarınıza kalsın diye alın...
SUSURLUK'umuzun hatırı için alın...
FEYYAZ POLAT kardeşimin emekleri için alın...
yaşadığınız yerin, nereden nereye geldiğini
belgelerle öğrenmek için alın....
kızdırmayın beni;
alın şu kitabı yahu...
başka SUSURLUK yok işte....
hadi, hepinize sevgiler...
büyüklerin ellerinden
küçüklerin gözlerinden öperim...
akranlarıma yaşıtlarıma da,
oralara geldiğimde
bir kaç susurluk manisi okurum
DAVUDİ sesimle :))
olma mı :))
( 21 temmuz 2020 / ankara / murat örem )
-kitabı yayınlayan DORLİON yayınevine de teşekkürler-