özdemir asaf kısacık ve unutulmaz şiirinde
" bütün renkler aynı hızla kirleniyordu
birinciliği beyaza verdiler...." der....
dünyada her şeyin güç ve para üzerine kurgulandığı zamanlardan geçerken, ben bu muhteşem şiiri çocukluğumdan beri hep şöyle yorumladım....bütün renkler kirleniyor, bu durum iyi kötü onlara uygun olabiliyor ama beyaz o kadar kusursuz bir temizlikte ki en küçük bir leke bile onun üzerine asla ve kat'a yakışmıyor !!!
bu şiirden yola çıkarak bir metafor yaparsak, dünyadaki bütün sektörler, alanlar, meslekler farklı renklerde olabilir ama kültür sanat alanındaki bütün çabalar yalnızca beyaz olmalıdır...ve bütün renkler kiri lekeyi kendince kaldırabilse de beyaz renk üzerindeki tek bir leke bile büyük kusurdur ! hülasa; kültür sanat alanındaki en küçük bir kirlenme bile beyazın üstündeki kir kadar dikkat çekicidir !!!
ama gerçek asla ve kat'a böyle değil !!!!
medya kültür sanat alanları da bir başka hercümerc içinde...
tüm dünyada, özellikle sinema ve medya sektöründe , ingilizcede "unusual person" diye de tabir edilebilecek kişiler de dahil, aykırı kişilerin hayat hikayelerinin DRAMLAŞTIRILARAK ANLATILMASI tercih edilir.....en az 70 yıldır bu böyledir....
Türkiye sanat kültür (!) sermayesi bu tarzı yeni yeni keşfediyor ....böylesi hayatlar, duygulara, boş ümitlere , insanı zaaf ve özdeşliklere hitap ettiği için her zaman daha çok satar....marketing değerleri yüksektir....
mesela türkiyenin neredeyse bütün türkülerini yok olup gitmekten kurtaran MUZAFFER SARISÖZEN hakkında kimse film yapmaz...yapılırsa belgesel yapılır...onu da 80 milyonda YALNIZCA 5 BİN KİŞİ ya izler ya izlemez....oysa SARISÖZEN 500 yıllık türk türkü kültürünü aklı erip gücü yettiğince kurtarmıştır....
peki MÜSLÜM GÜRSESLER hangi özellikleriyle film yapılır...hayatlarındaki büyük kırılmalarla , acılarla, mucize eseri öne çıkan YIRTMA hikayeleriyle film yapılır...kendini en kenarda en aşağıda hisseden insanlara YALNIZCA KÜÇÜCÜK BİR UMUT OLDUĞU ve o toplumun en kenarında kalmış insanlarının temsilcileri olduğu için film yapılır...ve bu filmler çok da başarılı olabilir...
çok başarılı olmanın en temel kriteri de
ÇOK PARA KAZANDIRMAKTIR!!!
diğer unsurlar daha geriden gelir....
çok başarılı olmanın en temel kriteri de
ÇOK PARA KAZANDIRMAKTIR!!!
diğer unsurlar daha geriden gelir....
buradaki en temel MOTİVASYON yıllardır yalnızca paradır....! para kazanmadır....insanlar bu tür filmleri TÜM bunları BİLEREK izlerse mesele yok...ama genellikle asla böyle olmaz !!!
çünkü böyle figürler için çok paralı prodüksiyonlarla yapılan filmler; Türkiye gibi aklı çok karışık sosyal ve kültürel gruplardan oluşan toplumlar için iyi örnekler değildir...rol modelleri değildir...maalesef ki bu tür filmlerin yan etkileri çok daha kalıcıdır...!!!!
peki demokratik bir ülkede böyle filmler yapılmamalı mıdır ? bu sorunun cevabı da elbette YAPILMALI olmalıdır...böylesi çalışmalar için kimsenin kimseden izin alma sorumluluğu yoktur...ama birilerinin de böylesi çalışmaların arka planında neler olup bittiğini anlayıp anlatmaları, topluma nasıl yansımaları olacağı konusunda öngörülerini paylaşmaları hem bir SORUMLULUK hem GÖREV hem de HAKTIR....
bu yazıyı bana yazdıran da, 40 yıldır bihakkın okuyup yazan bir vatandaş olarak sahip olduğum hak ve içimdeki bu sorumluluk duygusudur...
-anlamak isteyenler için not ; bu yazıda konu edinilen başlıklar müslüm gürses'in yaşamı ve emeklerine yönelik KÜÇÜMSEME ve önyargıyı kapsamamaktadır... anlatılmak istenen daha büyük ölçekli bir kültür politikasıdır...yine şunu da mutlaka belirtmek gerekir ki içinde timuçin esen'in olduğu her film aktörlük olarak en üstte yer alır...-
( murat örem / 1 kasım 2018 / ankara )
Çok yapıcı bir bakış açısı cidden, içimde doğan bazı düşüncelerin sizin yazınızda karşıma çıkması beni cidden mutlu etti. Yazınızın farklı katmanları olması, ilk baştaki o hoş benzetme ve devamındaki gerçekçi eleştiri... Tebrikler.
YanıtlaSildeğerli mücahit,
Silyazdığın cümlelerden senin de katmanlı bir okur olduğunu gören görüyor...yazdıklarına da göz attığımı bilmeni isterim :)) başarı dileklerim ve selamlarımla...görüşmek üzere....