*"114" ayrı ülkeden günlük ortalama "500" ziyaret !
*her cümle "5846" sayılı yasa korumasında !
*fotolar "ekseriyetle" büyütülebilir !
*sağ alttaki küçük dünya ?

23 Aralık 2013 Pazartesi

samuel barclay beckett ; "...hiç kimse ilkin kendisine alışık değil..."



“yine  denedin....
yine yenildin.

 olsun,
bir daha dene
bir daha yenil...

daha iyi yenil (!)”

cümlelerini kuran adamdı Samuel Barclay Beckett...

83 yıllık ömür yolculuğu bittiğinde,  tarih 22 Aralık 1989’du...
Bundan 24 yıl önceydi....

1906’da İrlanda Dublin’de doğmuştu Beckett....

İrlanda’nın Oscar Wilde ve Bernard Shaw’la birlikte 
deyim yerindeyse üçübiryerdesinin , 
        daha da  tersinden aykırıadamıydı...

Roman, kısa hikaye,  oyun, makale  yazarı, şair ve eleştirmendi
Samuel Barclay Beckett....

Dramanın , post modern ve deneysel edebiyatın 
daha da önemlisi absürd tiyatronun ustası , şahikasıydı...

Eserlerinin çoğunu Fransızca ya da İngilizce yazmış yine  kendisi çevirmişti...

Sonsuzluğun içindeki sonu  anlatmadan anlatır gibi yapan unutulmaz eseri  Godot'yu Beklerken’i   1940’ların sonunda yazmıştı Samuel  Beckett...

Vladimir ve Ostragon’un yazarıydı...
Godot’un da....
Puzzo’nun da...

Eserlerinde hiçliği , hayatın anlamsızlığını  çizmişti  Beckett...

Samuel Beckett‘in anlattıkları 
insanı ürkütecek kadar sade, yalın, hareketsiz ve zamansızdır....

Nobel Edebiyat ödülünü 1969 yılında alan karamsar,  kötümser , pesimist  bir düşünür / edebiyatçıdır Samuel Beckett...

Kendisine bu yönde eleştiriler getirildiğinde de,
herkes hayatına, yaşadıklarına ve başına gelenlere  baksın  kötümser olup olmadığıma da bundan  sonra karar versin.....
demişti sanki  yazdıklarıyla...

Döneminin bir başka büyük ustası James Joyce’la da farklı zamanlarda bir araya gelen Beckett  30’lu yaşlarının başında absürd biçimde  bıçaklandığında da yardımına ilk koşan Joyce olmuştu...

1940’lı yıllardaki Faşist Alman işgalinde Fransız direnişçilerine katılan Beckett bir çok kez yakalanmanın , öldürülmenin kenarından da döner..

Bir cümlesinde şunları söyler Beckett;

Hiçbir şey mutsuzluktan daha gülünç değildir, kabul ediyorum...
Evet, evet! Dünyadaki en gülünç şeydir o.
Başlangıçta ona güleriz, yürekten güleriz.
Ama hep aynıdır.
Tıpkı sık sık anlatılan güzel bir fıkra gibi.
Hep beğeniriz, ama artık ona gülmeyiz....


" Bir ayağımız mezarda dünyaya getirirler bizi,
güneş bir anda parıldar,
sonra yeniden gecedir" cümlesi de Samuel Beckett’indir...

" Ne kadar uzun düşünürseniz o kadar kısa konuşursunuz"  ifadesi  tam da Samuel Beckett’i anlatır...

Ferit Edgü,  2006’da , Samuel Beckett’in doğumunun yüzüncü yıldönümünde  yayınlanan Varlığın ve Hiçliğin Yazarı başlıklı yazısının farklı bölümlerinde şunları söylemiştir

Beckett geniş okur kitleleri için her zaman Godot'nun yaratıcısı olarak kaldı. (..) Beckett'in tüm kişileri birer yabancıdır.
Romanlarının, öykülerinin, oyunlarının tüm kişileri yaşamın eksik, tutunamayan kişileridir. (..)
'Umuda (hiçbir) borcu olmayanlardandı' Beckett. (..)”   
Açıkçası, ne umut, ne umutsuzluk, ne varlık ne de yokluk vardır.
Yalnızca yaşam vardır.

Yalnızca yaşamın olduğu dünyayı, olduğu gibi anlatan Beckett’i yedigünyazıları’nda  hatırlayıp hatırlatarak....!

( murat örem / 23 aralık 2013 / ankara...)
         - başlıktaki alıntı / şiir özdemir asaf / ilhan irem / gece yolculuğu 







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder